Politika gerçekten bir meslek ve bir sanat olduğu kadar gariplikler, hoşluklar ortamı. Ama her hâlde bu özelliklere bizim memlekette olduğu kadar başka yerde rastlayamazsınız. Meselâ YENİDÜZEN refikimizin önceki günkü sayısında yer alan ve okuyanlara tebessüm ettiren manşet. UKÜ’nin bir araya getirdiği 4 lideri , iktidara gelmeleri halinde ilk 100 günün muhtemel icraatlarını anlatıyorlar.
Ve gazete, Eroğlu’nun kekelediği ve Çakıcı’nın aşırı heyecanlandığı tespitinden sonra normâl olarak kendi liderini iyi taraflarıyla ön plâna çıkarmıştır, yadırganacak bir şey yok.
Sıra DP lideri Serdar Denktaş’a gelince de hakkını yememiş, kendisine güvenini ve yalın üslûbunu anlatmaktan geri durmamıştır.
Ama insanlara tebessüm ettiren bunlar değil. Zihinlerde sorgulanan, burada Serdar’ın hakkının Serdar’a verilmesi mi, seçim sonrası hesabıyla DP’ye göz kırpma mı?
İsterseniz affınıza sığınıp daha ileri gideyim ve “Yoksa koalisyon hükümetinin bozuluş şeklinden CTP’nin duyduğu (En hafif deyimiyle) rahatsızlığın ifadesi mi?
Hangisi olursa olsun, hiç birini yargılama hakkını kendimde görmem. Çünkü ortada, tüm partilerin varını-yoğunu ortaya koyduğu bir seçim var..
Üstelik (Anaya bakmadan kendisine dinozor yakıştırması yapanlar bir yana) genç Serdar, inkâr edilemeyen, giderek yükselen bir grafik çiziyor.
Programda da sadece “İlk yüz günde yapacaklarını” anlattı ve puanları topladı zaten, gerisi lâf- güzaftır.
Kendisini (Gazeteyi gördükten sonra) arayıp başlıktaki cümleyi aynen sorduktan sonra “Peki sizin parti olarak ortak tercihiniz var mı? Şunla olur ya da bununla olmaz dediğiniz?” ve işte cevabı;
- Hükümeti ben kuracağıma göre, partilerin programlarına bakıp karar vereceğiz. DP’nin programına hangisi daha yakınsa tercihimiz o parti olur!
SON SÖZ: Seçim sonuçlarına halkımız karar vereceğine göre, o konuda fazla söze hacet yok, bekleyip göreceğiz.
Ama bu sorunun cevabını birinci şıkta aramak lâzım. Çünkü Serdar’a hakkı teslim edilmiş ve bana göre doğrusu yapılmıştır.
UBP Lefkoşa’da tercih savaşları
Seçime doğru... Seçime doğru... Seçime doğru... Seçime doğru...
Tahminleri alt-üst eden Ersin Tatar ile Zorlu Töre’nin ilk iki sıraya yerleşmesinden rahatsız olan eski kurtlar, tercih oylarıyla alt sıralardan kurtulma yarışında.
Ancak, bu durumun delege sisteminden mi, yoksa ilk iki sıranın gücünden mi kaynaklandığına karar veremeyenler de yok değil.
Onun için, iki seçeneği de göz önünden ırak etmeyenler de var.
CTP Lefkoşa’nın ‘prestij’ davası
CTP Lefkoşa adayları da partileri için çalışırken, bir yandan da tercih ve karma oyları kaçırmak istemiyor.
Ama, arada diğer ilçelere göre bir fark var.
Tüm adaylar oyunu istediği CTP’li seçmene, “Mühür partiye, tercih bir bana, bir Kadri Fellahoğlu’na, bir de Dr. Sibel Siber’e“ diyor.
Fellahoğlu’na gerekçe, delegelerin azizliğine uğradıktan sonra listeye alınmış olması.
Dr. Siber de, Milli eğitim Bakanı yaptıkları Canan Öztoprak’ın gözden çıkarılması sonucu kontenjandan 5. sıraya yerleştirildi.
Anlayacağınız, şimdi ikisi de parti için prestij meselesi oldu. Ancak, Sibel hanım bu desteğe karşı çıkmasa da pek ihtiyacı yok gibi..
ÖRP Güzelyurt’tan emin görünüyor
ÖRP’nin Güzelyurt’taki ağır topu Ekonomi ve Turizm Bakanı Erdoğan Şanlıdağ, yemekte bir araya geldiği aday ve partililerle bir daha moral bulmuş. Şölen havasında geçen yemek boyunca neşeli olduğu gözlenen Şanlıdağ, “En iyi sonuçlardan birini Güzelyurt’ta alacağız” derken, şimdilik yüze ve vekil sayısı söylemiyor. Mütevazı bir şekilde dile getirdiği de şu; “ÖRP kadrolarıyla dimdik ayaktadır ve halka hizmet için kararlı adımlarla yeniden iktidara yürümeye devam etmektedir.'
Hasittiiiiiirrrr!
Temel’in ilkokul 5’te okuyan oğlu eve geldiğinde morâli bozuktu. Babası bir sordu cevap yok, iki sordu cevap yok ama sonunda öğrendi;
- Matematikten hem sıfır aldım hem öyle bir tokat yedim ki gözlerimden yaş geldi.
- Kim bilir ne halt etmişsindir.
- Yok baba... Öğretmen 5 kere 9 kaç eder diye sordu ben de 45 dedim.
- Aferin sana... Eeee?
- Bu sefer de 9 kere 5 kaç eder diye sordu.
- Haaasitttiiiirrr... Ne fark eder ki?
- Ben de aynen öyle dedim.
Gazimağusa... TKP+BDH+Pertev = TDP (mi?)
Neredeyse mahşerin tüm atlılarının Gazimağusa listelerinde toplandığını dün yazmış, 17 de isim de vererek seçmenin zorda olduğunu anlatmaya çalışmıştım ama dün, sıraladığım isimlerden Raşit Pertev’e TKP+BDH+HP=TDP’denitiraz geldi.
Telefonda sitemlerini dile getirip “Doğrusu budur” diyen eski bir dost ve işte söyledikleri; elçiye zeval olmazmış.
“Raşit beyin iyi bir insan ve politikacı olduğu doğrudur. Ancak, Mağusa’da bir çevresi bulunmadığı da doğru.
Sayın Pertev’in TDP’ye tek faydası, eski TKP’lilerle BDH’lileri birleştirmiş olması. Bu arkadaşlar şimdi, TKP veya BDH’li olduklarını bir kenara bırakıp, TDP için canla-başla çalışıyor. Kimse kimsenin önünü TKP veya BDH’li diye kesmeye çalışmıyor. Çünkü sonuçta kazanacak olan, TDP’nin, TKP ve BDH’ye yabancı olmayan görüşleridir ve bu görüşlerin de sayın pertev ile bir ilgisi yoktur.”
Yanımdaki sayın ve saygıdeğer ve mümtaz ve de bulunmaz seçmen vatandaşııııım... Sizin de gördüğünüz gibiii... Gayetle muhterem ve muteber ve itibarlı ve hatırıdııırrrır. Oyunu bizim
partiye verirse hepsine zam yapacayıııık! Ve hattâ
gendine bir da gatır
alacayıııık!
Küpe
Ne kadar bilirsen bil, ne kadar anlatırsan anlat, hepsi karşındakinin anlayabildiği kadardır!
(Mevlana)
Kim olduğunu bilmem ama Otto von Bismark ustamız diyor ki, “İnsanlar hayatlarında hiçbir zaman av sonrası, savaş esnası ve seçim öncesinde söyledikleri kadar yalan söyleyemezler” Bu hesaba göre politikacıların bizi kandırma şansı yok ama bunu bilmelerinde fayda vardır!