Çok kez işitmiş ve şüphelenmiştik. Bazı ürünlerin üzerlerindeki etiketlerin değiştirildiğini, ürünün menşeinin ve markasının tahrip edildiği haberleri tüketiciyi öfkelendirmişti.
Bahsedeceğim olay, bizim küçücük ülkemizde yer almadı. AB üyesi İrlanda’da yaşanan bu sahtekarlıktan Kıbrıs narenciyecileri- özellikle de Güney Kıbrıs’tan grapefruit ihraç edenler etkilendi ve haklı olarak da öfkelenip protestolara başvurdu.
Geçtiğimiz Aralık ayında İsrail’in Gazze’de yaptığı acımasız askeri operasyon ve masum insan katliamı, insan olan insanları şok etmişti. Ve bazı milletler ve ülkeler İsrail’e karşı en azından ticari boykot uygulamaya başlamıştı. Bu ülkelerden biri de İrlanda idi.
Ama, çok büyük bir sahtekarlık yaşandı. Meğer, İsrail ürünleri üzerlerindeki marka ve isimler değiştirilerek, süper marketlerde piyasaya sürüldü ve bol bol satıldı.
İsrail’in grapefruitu, sebze ve meyveleri Kıbrıs ürünleri olarak sunuldu.
Sonunda bir müşterinin eski etiketin üzerine yapıştırılmış yeni etikette Cyprus Product yazılmış olduğunu tesbit edişi üzerine skandal meydana çıktı... Ve Dublin’deki Kıbrıs cumhuriyeti Büyükelçisi’ni harekete geçirdi. Olay büyüdü ve ALDI marketler zinciri yetkilileri özür dilemek mecburiyetinde kaldı.
Pek ala, bu sahtekarlık, yalancılık bir özür dilemekle mi kapanacak?
Elbette, hayır. Rum narenciyeciler yasal işlem başlatmak niyetinde olduklarını duyurdular. Kıbrıs hükümeti de siyasi ve ticari girişimlerde bulunacağını açıklayarak üreticileri yatıştırmaya çalışıyormuş.
Bu olay da İsrail’in değişik entrikalar içinde olduğunun bir kanıtıdır. Çünkü bu olayın bir de İsrail yanı mutlaka vardır, değil mi?
İsrail, yaptığı Arap katliamlarının olumsuz etkilerinden kurtulmak için çok çaba harcıyor mu, sizce? Yoksa umurunda bile değildir. Ticaretini de, askeri ittifaklarını da, diğer AB ve dünya ülkeleri ile ilişkilerini değişik manevralarla sürdürmüyor mu?
“Kıbrıs narenciyesi veya sebzesi, meyvesi” diye yabancı ülkelerde satılan İsrail ürünleri yalnız İrlanda’da görülmüş olabilir mi? Bakınız ne diyor yabancılar. İsrail, meyve, sebze, naranciye ve elektronik eşyaları birçok yerde, sanki de, başka ülkelerin ürünleri imiş gibi pazarlanıyor.
Hey gidi dünya hey!
Nerede o uluslararası örgütler, ticari ortaklıklar, şirketler? En önemlisi nerede adalet, hak, hukuk?
Boşuna söylememişler. “Might is right”- Güç, haktır.
Çok güçlü olan gelişmiş ülkeler, örneğin Amerika, Almanya, Fransa, İtalya ve diğerleri, herhangi bir siyasi, askeri, sosyal, ticari konuda her zaman hakkı da hukuku da kendilerine göre yontmuyorlar mı?
En modern silahlarını, zavallılar üzerinde denedikten sonra piyasaya süren ABD silah sanayicileri hak hukuk diye birşey tanıyorlar mı? Zaman zaman haktan ve hukuktan yana olduklarına tanık olunsa bile iyice incelemeli. Çünkü altında, bir yerlerde onların çıkarları söz konusudur da , işte o zaman hakkı ve hukuku hatırlarlar.
Buyursun şimdi Avrupa Birliği veya ABD yertkilileri Kıbrıs narenciyesi diye İsrail ürünlerini satanları cezalandırsın...
Veya Fransız, İtalyan şarabı diye bilmem ne şarabını satanları yakalasınlar. Teşhir etsinler ve cezalandırsınlar...
Kıbrıs dendiği zaman, maalesef, dünya bütün Kıbrıs’ı anlıyor ve Kıbrıs Rum yönetimini de Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti olarak kabul ediyor. Kıbrıs Rumlarına bütün adanın hükümeti ve cumhuriyeti olarak değer veriyor ve muamele yapıyor. KKTC’yi Türkiye’den başka tanıyan yok. Acaba diyorum, bizim narenciyecilerimiz de bu çirkin olaydan etkilendi mi, haberleri var mı? Varsa ne yapmayı düşünüyorlar?