Gündem içinde gündem

Yavruvatan, Kıbrıs müzakereleri ile Anavatan Türkiye'de Anayasa Referandum konusu oldukça kritik ve yoğun bir dönemden geçiyor.

Yavruvatan, Kıbrıs müzakereleri ile Anavatan Türkiye'de Anayasa Referandum konusu oldukça kritik ve yoğun bir dönemden geçiyor. Kıbrıs’ın fethi 1571 tarihinden başlayarak, 307 yıl Osmanlı idaresinde geçen yıllardan sonra,1878 Ada'nın İngilizlere geçişini hepimiz Kıbrıs Tarihi dersinde okuyanlarız 1923 Lozan antlaşması ile gelinen durumdan sonra çok geçmeden 1931 yıllarında Kıbrıslı Rumların Yunanistan ile birleşme arzularının debreştiğini, 1954 yılında Yunanistan'ın Kıbrıs sorununu Birleşmiş Milletlere götürerek self-determinasyon amaçlı müracaatlarında başarılı olamadıklarını tarihler bize hatırlatmaktadır. Tarihleri, görüşmeleri yeniden tekrarlamakta fayda yoktur. Kıbrıs 1955 yıllarından bugüne kadar geçirdiği zaman diliminde, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki var olan uyuşmazlık giderek kronik bir hastalık olmuştur. Bu hastalığın her safhasında ise kan kokusu vardır. Tedavisi mümkün olmayan, amansız bir mücadelede sonuçsuz kalan, müzakerelerin başladığı gün ile bugünü, müzakere masası üzerindeki, hesapları, toplasak, çıkarsak, bölsek, yüzümüze çarpan sadece olumsuzluk cevabından başka bir şey olmayacaktır. 1974 yılından itibaren barışın var olduğu adamızda, illaki çözüm diyenler olmakla beraber. Bir türlü çözüm müzakere masasında nihayetlenmemektedir. Rumların kilise baskısı ile hep bana, hep bana zihniyetleri hiç değişmemiş, üstelik ara bölgede olsun, son Cenevre görüşmelerinde olsun sergiledikleri hırçın tavır bütün dünyanın gözü önünde cereyan etmiştir. Enosis ile ilgili Meclis kararları istenerek ve bilerek, görüşmelere çomak sokmak adına atılmış ve meclislerince kutlanması kararı alınmıştır. Bu kararın değiştirilmesi niyetleri olmadığı gibi Rumların, hani derler ya çevir de gaz yansın zihniyeti halen devam etmektedir. Görüşmelerin sürdürüldüğü ara bölge ise masum olmayan ve 27 Aralık 1963 de üç garantör ülkenin 'Barış Koruma Kuvveti' oluşturmaları ile İngiliz Generalin Yeşil bir kalemle çizdiği çizgi ile Yeşil Hat olmuştur. 7 km genişliğinde 180 km uzunluğunda ve BM’nin 186 sayılı kararı ile Kıbrıs haritası üzerindeki varlığını Yeşil Hat halen sürdürmektedir. Bu süreçteki isimlerin zikredilmemiş olması, gelen de aynı zihniyette, gidecek olan da ayni zihniyette olanlar olduğu içindir, yoksa hiçbirinin ismi unutulmamıştır.. Bunca yıldır yaşadığımız bu adada elbette yaşanmış olan acı hatıralar her eve ayrı bir keder vermiş birçok ailenin yüreğini dağlamıştır. Saymakla bitmeyen bu hadiseler zihinlerdeki yerini bütün açılımları ile muhafaza etmektedir. Yarım asırdır süregelen müzakerelerde masa çok şeylere şahit olmakla beraber sonuç yoktur. Bu konuların öyle BM kasasına kilitli haritalar ile çözülmeyeceği de ayrı bir gerçektir. Kıbrıs'ta ve KKTC gelmiş geçmiş ve var olan Cumhurbaşkanları bütün iyi niyetlerine rağmen karşılarında çözüm ile ilgili aralık bir kapı değil geçilmez bir duvar bulmuştur. Yine görüşmeler 11 Nisanda başlayacak diye Sayın Akıncının açıklamaları var. Günü gelsin görüşmeler başlasın yine, çözüm yarın sloganları atılsın. Niyetler ortaya yeniden dökülsün Metodoloji dedikleri; metotların temellendirilmesi, metotların karşılaştırılması, eşleştirilmesi, değerlendirmesi, geliştirilmesi ve yeni metotların aranması ile belki kayıp olan çözüm ortaya çıkar. Doğduk büyüdük yaşlandık, altmış senelerimizi bizler çok gerilerde bıraktık, Kıbrıslı Rumların hiç bir şekilde mantalitelerini değiştirmediklerini gördük. Kiliseye karşı yeminlerini bozduklarını ise hiç görmedik . Ne diyelim, Allah Sayın Akıncı'nın yardımcısı olsun. 16 Nisan Türkiye için önemli bir dönemeç, halkın sandıktaki iradesinin ortaya çıkacağı çok önemli bir tarih. Başkanlık Sistemine Geçiş. Dikkatle ve ehemmiyetle izliyoruz. Kıbrıs'taki TC uyruklu vatandaşların oy kullanacağı bu referandumda Türkiye'nin Anayasa değişikliği oylanacaktır. Çıkacak olan sonuç Kıbrıs’taki bizleri de ilgilendirmektedir. Hassasiyetle seçim propagandalarını izlemekteyiz. Kıbrıs'ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içerisinde evet için yapılan seçim konuşmalarını dinlemekteyiz. Türkiye Başbakanı Sayın Binali Yıldırım'ın Türkiye'den adamıza geldiğini, seçmenlere beraberindeki heyet ile konuşma yaptığını, yapılan konuşmaları naklen veren televizyon kanallarından dinleyenleriz. Seçime az bir süre kala, AK Parti iktidarının seçim otobüsü ile Kıbrıs’taki seçmenin Anayasa değişiklikleri hakkında, oy kullanacakları, aydınlattığını görmekteyiz. Görmediğimiz tek şey. Hayır kampanyası yürütenlerin adamızda kayda değer bir faaliyet göstermedikleridir. Bu ise oldukça dikkat çeken manidar bir husus olarak gözlerden kaçmamaktadır. İnşallah, bu konudaki duyarsızlık buradaki 103 bin seçmen sayısının umursanmazlığı değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bizatti yapılan her propaganda. Dış güçlere. Biz Kıbrıs'ta her zaman varız. Kıbrıs Türk halkının yanındayız mesajının özüdür. Kanaatimce Evet için yapılan propaganda adadaki vatandaşların Kıbrıs'a aidiyet konusunda ki tutumlarının daha açıkça belirlenip, iradenin sandığa güçlü bir şekilde yansımasının görülmek istenmesindendir. Dolayısıyla Anavatan Yavruvatan ilişkilerinde bu özellikli bir sonuç olmalıdır. Evet, 16 Nisan sandıklarının açılması. Neticesinin açıklanması, heyecanı çoğu kesimlerin ve dünyanın merakla beklediği bir Referandum sonucu olacaktır. Yarınlar uzak değildir...
Bu haber 1765 defa okunmuştur

:

:

:

: