Son yıllarda, birey olarak da toplum olarak da düştüğümüz en büyük yanılgı bence bu...
Sözüm ona, yapılanları kendi gözümüzle yeniden ölçüp biçmek ve beğenmemek...
Kusur bulmak...
Hatta karalamak...
Bunu yaparken de son derece cahilce, bilgisizce davranmak...
Yaşamadığınız olayları, insanları ya da zamanları yargılamak çok kolaydır... Atıp tutmak hatta kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesmek işin kolayına kaçmak olur...
Daha da ötesi, yaşananları reddetmek anlamına gelir...
Geçmişini reddedenler ya da saptırmaya çalışanlar; geleceklerinde tutunacak dal bulamazlar...
Gerçekçi bakış açısıyla geçmişi değerlendirmek; doğrusu ve eğrisiyle görmek, toplumların geleceğinde benzer hatalara düşmemek sonucunu getirir...
Elbette ilerlemek de ancak böyle mümkün olur... Uygar toplum olmak, gerçekçi yaklaşımlar, doğru tutumlarla ve en önemlisi BİRLİK ve BERABERLİK duygu ve düşünceleriyle pekişir...
AYDINLIK ve UMUT dolu yarınlar dileğiyle...
GECENİN DİLİ
gecenin diline
kulak veriyorum
suspus oluveriyor zaman...
gece kuşları
nöbette...
kuytularda
bu buruşmuş aşklar da
neyin nesi?
Ayşe Tural
GECENİN SABAHA DOĞRU DÖRTNALA GİTTİĞİ SAATLER...
Gecenin sabaha doğru dörtnala gittiği saatler...
Uykunuzun en tatlı yerinde uyanıverirsiniz...
Aklınızda bin bir düşünce...
Dilinize dolanan sözcükler...
Söylemelisiniz...
Paylaşmalısınız...
Yazmalısınız...
Bu birkaç dize olur...
Birkaç sözcük olur...
Artık ne çıkarsa bahtınıza...
Dizim dizim dizilirler...
Yazmaya başlayan parmaklarınız kelebek misali dokunur harflere... İsteseniz de engelleyemezsiniz... Durduramazsınız... İşte o noktada parmaklarınızın ucundan fırlayan sözcükler zaptedilemez...
Yazmak, aslında düşüncelerinizi paylaşmaktır. Anlatmaktır... Sizinle aynı fikirde olanlara ulaşmaktır...
Duygu ve düşüncelerinizi yazıya döktüğünüz anda artık sizin değil onu okuyanların olur...
Yeni gün hepimize huzur ve mutluluk getirsin efendim...
SAKLA
iki gülüşümün biri
sensen...
bir avuç gökyüzümde
UMUTsan...
ışığınla aydınlanıyorsa
içimin karanlığı...
haydi al beni
kendi gökyüzünde
bir buluta SAKLA...
Ayşe TURAL
NE MUTLU BANA...
' Ayşe Hocam,
Biliyor musunuz sizi MAYAya benzetiyorum, hani annelerimiz yoğurt için ekmek için kullanırlardı ya...
Siz de pozitif enerji mayası gibisiniz... Karıştığınız ortamda hemen tutarsınız yoğurt gibi!
Baksanıza çevrenizdeki herkes sizin gibi neşeli ve gülümsüyorlar...
Bundan daha güzel bir mutluluk olur mu sevgili hocam?
İyi ki sizin öğrencinizim
İyi ki benim öğretmenimsiniz...
Ha unutuyordum yazarken bazı dilbilgisi hataları da yaparsam kusuruma bakmayın sayın hocam, kaç yıl oldu sizden ders almayalı!!!
Saygılar...
AHMET KÖYLÜOĞLU
(Doğu Akdeniz Üniversitesi/ Öğretim Üyesi)
(eski yazılarıma bakarken buldum...)
HELVACI AMCA
hey!
helvacı amca
bugün kırmızı helvadan istemem
cevizlisinden de, susamlısından da...
nasıl anlatsam sana
haydi söyle bana...
beş kuruş
ne kadar DÜŞ eder
ne kadar MASAL...
Ayşe TURAL
HAYDİ CANLAN BİRAZ...
Yaşamın içinde bizim davranışlarımıza göre hareket eden bir enerji olduğunu biliyorum.
Kimse çekildiğiniz köşede sizi aramaya kalkmaz...
İstediğiniz şeye doğru siz hareket ederseniz, istediklerinizi daha kolay elde ettiğinizi göreceksiniz...
Şu aralar üstümüze ölü toprağı serpilmişçesine, uyuşuk duruyoruz...
Haydi canlan biraz!
Kımılda...
YENI BAŞTAN
her şeyi
yeni baştan kur...
yapılandır dünyamı
sevgimi yeşert
Boy atsın duygularım
yeni baştan...
en yeniye
en güzele
en erişilmeze
yeni baştan kavuşalım...
AŞKa
Yeni baştan...
Ayşe TURAL
HAYATA YERLEŞIN
Hayata bir güzel yerleşin önce...
Biraz sonra kalkıp gidecek misafir gibi değil; oranın ev sahibi gibi yerleşin...
Nasıl mutlu olacağınızı bilin, anlayın ve ona göre davranın...
Yatağınızda uyurken en rahat şekli alamayınca nasıl uyuyamıyorsunuz, aynen öyle...
En rahat şeklinizi alın. .
Huzurlu olabileceğiniz köşeler bulun, yoksa yaratın...
Kimse size hazırlayıp sunmaz..
Bakın bu sabah yeni bir gün başlıyor... Hayata bir iyice yerleşin...
Bir de gülümseyin...
BUGÜN
bugün
kuyruğu rengarenk uçurtmayım
gökyüzü benim...
binlerce kanadım var
Samanyolu'ndan...
yürek yürek sevgiyim
gözlerde...
vazgeçilmez tutkuyum
kalbinde...
Ayşe TURAL
NE İSTERİZ?
Ne çok isteriz karşımızdakinin bizi anlamasını...
Gözlerimize bakıp da aklımızdan geçenleri okumasını...
Ona en çok ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda olmasını...
ELLERİM
ah, bu ellerim...
gül işlerken sevdalara uyanır
uyanır da gökkuşaklarına boyanır...
bir düş sabahında
yırtılan denizi
kıyıya çeker balıkçılar...
işte o zaman
ellerin ellerim olur...
ne zaman gökyüzünü
boyamaya kalksam
benden önce
işe koyulur martılar...
zümrüt yeşilini
gözlerimden alıp
ellerimle boyarım ağaçları...
işte o zaman
ellerim ellerin olur...
AYŞE TURAL (AŞKIN KUM SAATİ/ 2009, s.52)
HAYAT BİR ŞÖLENDİR...
Yaşamak bir şölense gerçekten bizler, o şölene yakışır bir görüntüde miyiz?
Şölende masaya oturabiliyor muyuz; yoksa kıyıda köşede oyalanıyor muyuz?
Ruh ve beden sağlığımız, yaşam öğretilerimiz, yaşama kültürümüz onu bir zaman diliminden diğerine taşımaya yeterli mi?
Hayatı her zaman fazla da ciddiye almamak gerektiği söylenir.
Onun biraz eğlenceli, hoş yanlarını görmelisiniz.
Hayatın esprilerini yakalamak gerekir...
Sanırım YAŞAMA SEVİNCİ de buradan doğuyor...
Hoşgörülü olmak, esprilerden yararlanıp zaman zaman gülüvermek; pekçok sorunu bir çırpıda hallediveriyor...
Gününüzden yaşama sevinci eksilmesin efendim...
UMUT
umutlar
salkım saçak
söğüt dalında...
saçlarımı yıkasam mı
gönlünün ırmağında...
Ayşe TURAL
SUSMAK...
Susma hakkımı kullanmak istiyorum...
Bazen susmak, konuşmaktan daha iyi geliyor insana...
Konuştuğunuzda sağır yürekler duymuyor zaten...
Kör ağızlar da açılmasın daha iyi...
Kör bıçak gibi habire kesiyorlar boğazları...
Çocukluğumuzda anlaşılamayan düzenbazlıklar için, bu işte bir 'Alicengiz Oyunu ' var, derlerdi...
Büyüdükçe anlıyor insan, oyun içinde oyunları...
Oyuna getirilenleri görüyor, anlıyor...
Sadece bir şeyi anlamakta zorlanıyorum:
Neden insanlar, bu kadar bencil ve acımasız oldular?
Neden bal gibi anladıkları halde anlamamış gibi davranıyorlar?
Neden?
İŞTE O ZAMAN
yıldıza kesmiş gökyüzü
ansızın bir yıldız kayıyor
sen düşüyorsun aklıma...
yüzünü bana çevirirsen
ay doğacak içimde
aydınlanacağım...
gözlerin düşünce gözbebeklerime
bir çocuk gibi sevineceğim
bir deli cesareti
seveceğim seni...
ellerin ellerime dokununca
yosun kokacak, tuz kokacak
kucağında bir tekne misali
salanacağım...
işte o zaman
AŞK filizlenecek içimde
SEN büyüyeceksin...
Ayşe TURAL
YAŞAM ENERJİSİ...
Yaşamın içinde bizim davranışlarımıza göre hareket eden bir enerji olduğunu biliyorum.
Kimse çekildiğiniz köşede sizi aramaya kalkmaz...
İstediğiniz şeye doğru siz hareket ederseniz, istediklerinizi daha kolay elde ettiğinizi göreceksiniz...
Mutlu bir pazar günü geçirmeniz dileğiyle...