Helva Kıbrıslı Türklerin kültüründe de var olan bir tatlı çeşididir. Özellikle irmik helvası insanoğlunun her sevinçinde ve hüznünde var olandır. Helva mutfağımıza kadar girmiş ayrılmaz bir yemek kültürü çeşididir. Helva içerisinde mevcut tat, ile insana hissettirdiği duygularda, sevda, sevgi, acı, hasret ve doğum gibi olaylarda tercih edilendir...Yaşamın gerçeklerinde müracaat edilen, sosyal yaşantımızda oldukça yer eden bir besin kaynağı... Mutluluğun ve üzüntünün nuhteviyatının irmik ile şeker içeresinde yerken insanda yarattığı manevi güç gibi...Helvanın geçmişine baktığımız zaman Osmanlı kültürünün yüzyıllar süren kültüründe çok tatlı çeşitleri olmasına rağmen helvanın ilk sırada yer aldığı görülür... Helva kelimesi Arapça’da ‘tatlı’ anlamına gelir... Genelde tatlıları ifade eden ‘hulviyyat’ sözcüğünden türemiştir. Osmanlı mutfağındaki helva çeşitlerinin isimlerine gelince bugün irmik helvası olarak ölenlerin arkasından yapılan helva gaziler helvası olarak bilinmektedir... Dilberdudağı, Edirne’ ye özgü ,Deva-ı Misk helvası, Diyarbakır’ da yapılan Kudret Helvası, İstanbul’ da yapılan “ ak helva”, Bursa’ya özgü İshakiye Helvası, tahin helvası, koz helvası, keten helvas gibi isimlerle aranılır ve yapılan çeşitleridir... Yeri gelmişken oğlumun Çanakkale'yi gezi ziyaretinden getirdiği ve paketinin üzerinde yazan Kadir Ustanın 'Çanakkale'nin Meşhur Peynir Helvası' şimdiye kadar hiç tatmadığımız bir lezzet oldu... Gelen misafirler tatsın diye de bıçak kalınlığında kesip ikram ettiğimi söyleyebilirim. Yiyenlerden tanıklarım vardır ve çok beğendiklerini söylemişlerdir... Helvanın güçlü ve etkileyici kültürü içinde çeşitli nedenlerle yapıldığı bir gelenektir... Kıbrıs'ta irmik helvası genelde ölen kişinin arkasından evde onun için onun ruhuna kavrulan ve üçüncü gece Mevlüt okunup dualar edildikten sonra mutlaka dağıtılan olmaz ise olmazlar arasındaki tatlıdır... Vefat eden kişi arkasından, veya Doğum sonrası yapılan helvanın ocakta kavrulurken çıkan kokusunun da ayrı bir önemi vardı...Bu evin korunması açısından kokunun savunma amaçlı tutkusudur, genizlere yer eden kokunun yakıcı unsurudur ... Günümüzde de her vefat eden kişinin arkasından helvası mutlaka kavrulur. Helvanın unu kavrulurken ve helva yenildikten sonra geçmişlerin ruhuna fatiha okunur. Hem besleyici hem de lezzetli bir besin kaynağı olarak asırlar boyunca, Osmanlıdan günümüze kadar gelen ve vazgeçemediğimiz ,yapmaya devam edeceğimiz helva belki çeşitleriyle bu gün için unutulmaya yüz tutmuş ise de helvanın tarihçesinde yazılı helva sohbetlerine katılan ve bu sohbetlerde var olanların da yazılmış olması ilginç ve gerçek bilgiler arasındadır...Mesela 'pişmaniye' de bir helva çeşidi olduğu gibi 'Yiyen bir pişman, yemeyen bin pişman”... Helva sohbetleri ve töresi, Mevlâna’ya kadar uzanan bir gelenektir. Helva, Mevlevilik felsefeside sabrı ifade ettiği de yazılanlar arasında kalıcı olan öğretilerdir. Saraylarda yapılan helva partisi davetlerinde, Nedim'in edebiyat ve şiirde, adının da ön plana çıktığı da ayrıca ifade edilmektedir... Helva mutluluğun, barışın ve dayanışmanın öneminde bir tatlı ve çok da kolay yapımı ile mutfağınızda kokusu ile her zaman yer edendir, yeterki evinizde biraz şeker, biraz irmik biraz badem ve bir kaşık yağ olsun...