Nuh Tufanı'ndan geriye kalan

Zeytin hasat vakti geliyor tarihleri açıklandı, Gemlik zeytini ve yerli zeytinin toplanması arasında az bir fark var...

Zeytin hasat vakti geliyor tarihleri açıklandı, Gemlik zeytini ve yerli zeytinin toplanması arasında az bir fark var... Zeytin ağacına yabancı değiliz... Girne ilçesinde zeytin hasadı, Gemlik türü zeytin için 9 Eylül’de; yerli türde ise 30 Eylül’de başlayacak. Akdeniz bölgesindeyiz ve bu ağaçların faydasının asırlardır sürdürülebilir olduğunu biliyoruz... Kıbrıs adasının dört bir yanı Akdeniz olunca ismin kaynağında yazılı olan iddialara bir baktım, bu tür yazılarda yazanlar dikkat çekendir... Eski Türklerde 'mavi' renk doğuyu 'Ak' renk batıyı 'kırmızı' renk güneyi 'kara' renk kuzeyin sembolü olduğudur... Bu iddiaya göre de, Akdeniz adlandırılmasını ortaya koyan dil bilincine göre, Ege ve Akdeniz'i tek bir deniz olarak görmektedirler. Bu yaklaşıma göre Türkiye'nin kuzeyindeki deniz adı Karadeniz olmuştur diye de yazmaktadırlar... Zeytin, Akdeniz, stratejik konum derken, zeytin ağacının dallarının barışın sembolü olduğu bilinirken, bunların efsaneleri de okunmayacak gibi değil... Günümüz gündeminde her konu önemli ülkemiz ağaçlarına sahip çıkmak zeytinimizi, harubumuzu, çamları, aklınıza gelecek her ağacı hatta maki bitki örtümüzü dahi gözlememiz gerekliliğinin heyecanını duymak gerekir... Zeytin ağacının efsaneleri tarihi insanlık tarihi kadar eskidir... Girne'de Temlos köyü ise zeytin ağaçlarının eskiye dayanan asırlık zeytin ağaçlarına sahip bir köyümüzdür... Adının zeytinlik olarak değişiminde zeytinin adı ve rolü varken, çoğu evin bahçesinde var olan ağacın çeşitli efsaneleri de vardır. Bir efsaneye göre; 'Hz Âdem öleceğini hissettiğinde oğlu Şit’i Cennete göndererek Tanrı’dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemesi ister. Şit cennete geldiğinde cennet bekçisi ona üç tohum verir. Bu tohumları babası öldükten sonra babasının ağzına koymasını ve ağzından çıkarmadan gömmesini söyler. Hz Adem ölünce Şit cennet bekçisinin dediklerini yapar. Üç tohumu babasının ağzına koyarak Tabor Dağına babasını gömer... Bir süre sonra mezardan günümüzde Akdeniz’in simgesi olan üç ağaç yeşerir; Zeytin, Sedir ve Selvi... Ağaçlarının doğumu budur deniyor. Diğer anlatım ise; 'Nuh Tufanı Efsanesi'dir Eski Ahit, Hz Nuh ve tufandan bahseder. 'İnsanların yeryüzünde iyice yoldan çıkıp kötülük tohumları ekmeye başladığını gören Tanrı insanları cezalandırmaya kara verir. Tanrı Hz Nuh’a bir gemi inşa etmesini ve bu gemiye tufandan sonra hayatın devam etmesi için temiz hayvanlardan biri erkek biri dişi olmak üzere ikişer, her temiz hayvandan erkek ve dişi yedişer ve kuşlardan dişi ve erkek olmak üzere yedişer tane canlı almasını söyler. Büyük tufanda Hz Nuh’un gemisindeki canlılardan başka bütün canlılar suların altında kalarak yok olur. Tufan durduğunda Hz Nuh, yaşamın normale dönüp dönmediğini anlamak için geminin penceresinden dışarıya bir güvercin salar. Sular çekilip hayat normale dönmediği için güvercin tekneye döner. Yedi gün sonra güvercin tekrar pencereden salındığında güvercin ağzında yeni koparılmış bir zeytin dalıyla geri döner. O zaman yeryüzünde suların çekildiği ve hayatın normale döndüğü anlaşılır. O günden sonra ağzında zeytin dalı tutan güvercin, ümidin ve barışın bütün dünyayı ve canlıları yok etmesine karşın teknedekilerden başka hayatta kalmayı başarabilen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün simgesi olur.' Böylesine efsanelere konu olan zeytin ağacı adamızın bitki örtüsünde önemli yer kaplarken belki de gereken dikkat ve özenin gösterilmemesinden adada varlığını sürdürmekte zorlanan bir ağaç... İki yıl kadar evvel bahçemizde bulunan ve bilhassa Eşim Özel Berova'nın çok özen gösterdiği otuz üzerindeki zeytin ağaçlarının dallarında sürgün ve gövdede ur görünmesi ile Tarım Bakanlığı haberdar kılınmış ve bahçeye gelen uzmanların tavsiyelerine göre köklü budama yapılmış ve hiç açılmayacak diye üzüldüğümüz ağaçların yeniden filizlenen dalları ile hayat bulduğunu gözlemledik. Özel Beyin, iki yıl evvel vefatı olan bugün 6 Eylül'de dahi onu sevenlerin ifadesi, çok sevdiği bahçesindeki zeytin ağaçlarının, onun ölümü ile yas tuttukları ve hastalandıklarıdır... Bunun dile getirilmesi dahi bir efsane... Bu yıl da zeytin mahsulümüz yok ama seneye olacağı kesin gibi görülüyor... Bilindiği üzere zeytin ve zeytinyağı bolluğun, adaletin, gururun, zaferin, refahın, sağlığın, bilgeliğin, kutsallığın, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolü olduğu her anlatımda yazandır. O zaman bütün ağaçlarımıza özen göstermenin yanında, adamızda ülkemiz sınırları içerindeki zeytin ağaçlarına sahip çıkmasını bilelim, mahsulüne gereken değeri hep birlikte verelim...
Bu haber 2323 defa okunmuştur

:

:

:

: