Ver bakalım cevabı

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine 'of!' bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine 'of!' bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.“(İsra, 17/23) Çalışma Bakanlığı kendisine evladı tarafından bakılan kadının sosyal yardım parasını kesince kadının çocuğu aylığın annesine bağlanmasını kaç kez bakanlıktan talep edendir. Maaş bağlanmayacak diye de cevap alandır. Bu cevaplar sonrasında bir nevi şuurunu kaybeden evlat 80 yaşındaki annesini bakanlık kapısına bırakarak “alın siz bakın” demiştir. Doğru mu yapmıştır hayır. Çalışma Bakanı Sayın Zeki Çeler’de Facebook hesabından bir açıklama yaptı ve dedi ki “ Ne vicdansız evlatlar var! Bugün bir vatandaş 80 yaşındaki annesini getirip Bakanlığımızın kapısına bırakıp terk etti. Amacı sosyal yardım maaşını yeniden bağlatmak. Bunu ilk kez yapmıyor. Defalarca yaptı. Son model aracının taksidini ödemek için annesinin bakımında kullanılmayacağından emin olduğumuz bu parayı ona vermeyeceğiz. Annesine bakmadığı ortaya çıkınca kesilen maaşdan sonra durmadan sosyal hizmetler ve bakanlığın kapısını aşındırıyor. Bakmayacaksan biz bakarık kardeşim. Her gün annesini bakanlığa bırakıp kaçan kadına sesleniyorum. Sen, seni 9 ay karnında taşıyıp büyüten annene bunu yapma hakkına sahip değilsin. Sen evlat bile olamadın. Benim nenem de bakıma muhtaç, hem de yatalak ve kendini de bilmiyor. Dedemin maaşı ise en düşük baremden sigortalı maaşı. Evde bir de bekar dayım var, (çalışmayan) üstelikte torunu “ben” çalışma sosyal güvenlik bakanıyım. Ama devletten bir kuruş ek destek almadan neneme dedem, dayım ve annemle teyzem evlatları gibi bakar. Çünkü o artık bir çocuk gibi, yürüyemiyor bile... Bir kendi aileme bakıyorum bir de senin annene neler yaptığına! Artık senin vicdanına bırakmaycağım. Anneni bizim himayemize alıyoruz. İlk zamanlar annen üzülecek belki, ama ona gözümüz gibi bakacayık. Sana da yazıklar olsun!” Bakan ve bakılan arasındaki her günün maddi ve bilhassa manevi baskısının insan siniri üzerindeki basıncının anlatılmaz olduğunu biliyoruz. Sayın Bakan kendi ailesinden örnek vermiş olabilir her kes kendi yaşadığını bilir. Her işin başı sağlık deniyorsa da maddi güç olmadan evde bir hastanın bakımı çok zor, devlet ne olursa olsun, hasta bakımını üstlenen aile bireylerini de düşünerek gerekli önlemleri almak durumundadır. Bu gün ülkemizde yüzlerce yaşlı/hasta evde yatağında evlatlarının veya eşinin gözleri içine bakmaktadır. Demans hastaları vardır ki her an ne yapacağı elinde olmayan sebeplerden dolayı davranışlarında korku/endişe yaratacak eylemlerde bulunabilirliği vardır. Sayın bakan biz bakıyoruz diyor,sanki bir kişinin şuursuz davranışıyla bütün aileleri suçlayıcı itham içine giriyor. Bu gibi bakıma muhtaç kişilere nasıl yardım edileceğine ilişkin yeni sistem arayışına gireceğine kendini ön plana itiyor. O kişinin bu davranışı işin sosyal boyutunu gözler önüne sermiştir. Demek ki hem bakan kişiye hem bakılan kişiye maddi ve manevi yardımın işin uzmanları denetimi ve istatistiki bilgiler sonucunda sağlanması yönünde hiç geçikmeden acil tetbir alınmalıdır. Biz maaşını keseriz ne isterse yapsınlar, verdiğimiz sosyal yardım maaşını kızı veya oğlu harcıyor meselesi değildir. Akıl sağlığı ile düşünülerek çözümü gerekendir. Genel olarak toplumsal bir soruna çare bulmaktır. Hangi işi denetlediniz de sosyal yardım parası alan kadının maaşını bağlamıyorsunuz? O zaman maaşı kestiğiniz anda o masum ve 80 yaşındaki kadını neden kontrol altına alıp bakımını üstlenmediniz? Ve sonuca sebebiyet verecek kışkırtmaları oynadınız... Hadi bunun cevabını da veriniz...


Bu haber 1984 defa okunmuştur

:

:

:

: