KKTC Cumhurbaşkanlığı Dış Temaslar Özel Temsilcisi Kutlay Erk Alithia gazetesine verdiği söyleşide, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun KKTC’ye yaptığı ziyaret ile Orams davasına değindi.
Erk, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyaretinin, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın (ATAD) Orams davası hakkındaki kararı nedeniyle müzakere süreci ortamına verilen zararın ardından gerçekleştiğine dikkati çekerek, ziyaretin doğru bir zamanda olduğunu söyledi.
Davutoğlu’nun ziyaretinde, Türkiye’nin doğrudan müzakereler süreci ile Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a desteğini teyit ettiğini ifade eden Erk, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun -söylediği gibi- Kıbrıs sorununun mümkün olan en kısa zamanda çözümlenmesini istediğini belirtti.
Gazeteye göre Erk bir başka soru üzerine, Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Derviş Eroğlu’nun müzakerelere destek verdiğini, ne kendisinin ne de hükümetinin müzakereler süreci ile ilgili “sorun çıkarmayacağını” söylediğini kaydetti.
“Neden ATAD’ın Orams ile ilgili kararının müzakerelere zarar verdiğini söylüyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine ise Kutlay Erk, mülkiyet konusunun bu sorunun değil (Orams), Kıbrıs sorununun bir parçası olduğunu belirterek, Kıbrıs sorununun kökeninin mülkiyet konusu olmadığına işaret etti.
Mülkiyet sorununun 1974’ten sona oluştuğunu kaydeden Erk, Kıbrıs sorununun mahkeme kararları ve şahıslar tarafından çözümlenmesinin mümkün olmadığını, bunun; iki toplum lideri arasındaki müzakere ve siyasi diyalog konusu olduğunu belirtti.
ATAD ve buna benzer kararların sorunu çözmediğini, aksine karmaşık hale getirdiğini ifade eden Kutlay Erk, Kıbrıs Rum liderliğinin, Orams ile ilgili kararı elinde güçlü bir müzakere silahı olarak kullanma düşüncesine sahip olmasının mümkün olduğunu, “ancak bunun kendisini yaralayan bumeranga dönüşeceğini” söyledi.
Erk, bu arada Orams çifti aleyhine dava açan Meletis Apostolidis’in, Poli’de 30 dönümlük Kıbrıs Türk toprağını kullandığına dikkat çekti.
Bir başka soru üzerine Kutlay Erk, mülkiyet hakkıyla ilgili kişisel haklara saygı duyduklarını, bu nedenden dolayı mülkiyet konusunu üstünde anlaşmaya varılan bir çözüm içerisinde çözmek istediklerini ifade etti.