Hak alma mücadelesi

Her 8 Mart önemli sayılan bir günde, 365 gün emeği ve kadının emeğinin değerini anlatmak için neredeyse erkeği ile kadını ile sıraya giriyoruz.

Her 8 Mart önemli sayılan bir günde, 365 gün emeği ve kadının emeğinin değerini anlatmak için neredeyse erkeği ile kadını ile sıraya giriyoruz. Bu güne mahsus sivil toplum örgütlerinden başlayarak siyasi partilerin kadın kolları, sendikalar, kamuda çalışan ve özel sektördeki kadınlarımızın gönlünün alınması ve örneğin bir çiçekle memnuniyet sağlanması yönünde faaliyetler oluyor. Yaşadık gördük biliyoruz. Sanayi devriminden bu yana onca asırlar geçti. Fabrika işçiliği dahil her meslek grubunda bir çok kadınımız bir çok rol üstlendi. Kadının çalışmaya başlaması ile ekonomik özgürlüğünün kendine has faydaları kadını siyasi,ekonomik ve sosyal yönden geliştirdi. Kadınlar, esasında en ağır işçi statüsünde çalışan ve yaşama değer katan varlığın sebebi mucizesidir. Kız çocukları doğdukları andan itibaren yetiştirilme tarzı ile ilk günden itibaren adeta yardımda kusursuz olma adına ailedeki eğitimle büyüyor. Evde getir götür işlerinde öncelikli olarak bir nevi sınavdan geçiriliyor. Mecburi eğitim sürecinden sonra seçim haklarını kendileri veya bulundukları şartlar belirliyor. Çalışma hayatı başlarken diğer yandan bir kısım kız çocukları eğitim süreçlerini meslek seçimi ile sürdürüyor. Hiç bir zaman unutulmayan ise; Kadın öncelikle ana, iyi bir eş, iyi bir kız çocuğu olarak her ailenin kendi bulunduğu düzende ve kültüründe yetişen ve genelde nüfusun yarısından fazla olarak istatistiklerde yer alandır. Şiddet deyince akla gelendir, ana deyince en merhametli varlıktır, eş olarak sevecendir. Kadın cefakardır, kadın ayni zamanda vefakardır. Her memnuniyette önceliğini kullanma hakkını verebilme eğilimindedir. Geçmiş uzun yıllarda görülmektedir ki vatan müdafaasındaki mücadele içinde ülkemizde ve anavatanda Türk kadınları yer almıştır. Kadının üretimde vatan topraklarına, nasırlı elleriyle kattığı fayda kayda değerdir. Ve günümüzde de unutulmayan bu ulvi kadınlarımızı şükran ve minnetle anıyoruz. Bir 8 Mart daha geride kalmış ancak kadın her günde asli hükmünü sürdürmeye devam etmektedir. Hak alma mücadelesinde söz hakkını bir gün yerine her güne yaymaktadır. Ülkemizde Yasama, yürütme ve yargıda olduğu kadar üst kademe yöneticiliğinde de yer alandır. Yeterli mi? rakamlara göre hayır! ancak temennimiz kadınların bu tür görevlerde çoğalmasıdır. 8 Mart Dünya kadınlar gününü yeniden kutlarken Cemal Süreya ‘nın erkek bakış açısı ile kadınları tarifindeki şiirini sizlerle paylaşmak isterim... bir kadını ortadan ikiye böl… yarısı annedir, yarısı çocuk, yarısı sevgili yarısı aşk... duyanlar bunu bilmez, görenler anlamaz bunu! yarısı rivayettir, yarısı gece.

Bu haber 3733 defa okunmuştur

:

:

:

: