Kıbrıs’ta başlayan yeni dönemi artık herkes anlamalıdır.
Türkiye artık para koparma yeri değil, strateji ve plan yapma yeridir. Bugüne kadar söylem düzeyinde kalan bu sözü artık hayata geçirmemizin zamanı geldi de geçiyor bile.
Fiyat İstikrar Fonu'nda sıfırı tüketince eli kolu bağlanan hükümet, bütçeyi denkleştirmek için çareyi peş peşe yaptığı zamlarda arıyor.
Her ne kadar maaşlarda bir sıkıntı olmasa da önümüzdeki aylak için maaşları ödenmesi dahi sıkıntıya düşebilir.
Maliye Bakanı Sunat Atun Ankara’ya giderek, mali protokolün altyapısını oluşturacak görüşme trafiğine başladı. Türkiye mevkidaşı Nureddin Nebati ile görüşme elbette ilk temas olması açısından da çok kritik.
Ancak bu kez başta alkol ve sigaraya gelen zamlarla bütçeye elinden gelen kaynağı sağlayan Atun’un eli daha güçlü olacak.
Türkiye'yi yıllardır para koparma yeri olarak gören siyasi anlayış, ne yazık ki kapsamlı reformları yapmakta direnince, ekonomimiz pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz.
Türkiye'deki krizi Türkiye'den bile daha derin yaşamamızın yegane nedeni de budur.
Sendikalar bugün Başbakanlığın önünde zam çadırı kuruyor. Hafta içinde stratejik dairelerde de grev var.
Hükümet her ne kadar iyi niyetli bazı adımlar atsa da şu anda kamuoyunda bir inandırıcılık sorunu yaşıyor.
Fedakarlığı sadece çalışandan, üretenden, sendikalardan beklemek, hükümetin inandırıcılığında en önemli nedendir.
Eğer bir fedakarlık yapılacaksa bunu en başta devlet kurumlarında, bakanlıklarda, örtülü ödeneklerde görmek şüphesiz vatandaşın en doğal hakkıdır.
Ama bu olmadan, yani devlet saltanatı bitmeden, vatandaştan fedakarlık istenemez.
Bizim devlet olarak kendi kendine yeten bir ekonomik modeli kurabilmemiz şart.
Yeni modele geçiş acılı olacak, bunun da farkındayız.
Ama başka çare de yok.
Vatandaşıyla, esnafıyla, kamu çalışanıyla, emeklisiyle hükümetiyle, bunu idrak etmeliyiz...
Çünkü deniz bitti, eski saltana artık devam edemez. Bizden söylemesi…