Ülkede mahkemelerin 2021 Yılı Faaliyet Raporu yayımlandı. Ağır Ceza Mahkemelerinde en çok uyuşturucu davaları, kaza mahkemelerinde ise alacak verecek davaları görüşülmüş. İşte size Kıbrıs gerçeği…
Haberin biraz daha ayrıntısına girelim.
Ağır cezada görülen 812 davanın 314'ü uyuşturucu, 83'ü soygun, 69’u sahtecilik suçları…
Kaza mahkemelerinde dosya edilen 10 bin 47 davanın 7 bin 411’i alacak verecek davası, 1352’si banka, icar, satış davaları…
Pes… Hayal ettiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu muydu? Elbette değildi.
Uyuşturucu davalarında yakalanan uyuşturucu miktarına bakarak operasyonları methedecek değiliz. Çünkü yakalanın siz deyin 50 katı, biz diyelim 100 katı uyuşturucu trafiği olduğu su götürmez bir gerçek.
Öğrenci kılığında adaya gelen bazı siyahi gençlerin bu işi yaptığı da artık kimse tarafından saklanmıyor. Peki bu uyuşturucunun hedef kitlesi kim? Yine üniversitelerdeki gençlerimiz.
Uyuşturucu davalarındaki artışa, uluslararası güvenlik raporlarda Kuzey Kıbrıs’ın neredeyse narkotik adası olarak adlandırılması da eklenince tüylerimizi diken diken oluyor.
Elbette ülkede tüm bunlar yaşanırken, bizim yaptığımız hatalar da var. Daha geçen hafta Avustralyalı uyuşturucu baronunun ülkemizde ikamet izni aldığı ortaya çıktı. Bir yıldır ülkede yaşayan baron, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in girişimiyle deport edildi.
Peki bu kişinin, böylesi bir sicille bu ülkede ikamet etmesinde en küçük bir sakınca dahi neden görülmedi?
“Sorunun çözümüne nerden başlayalım” diye soranlara verilecek ilk cevap budur. Bu adanın yol geçen adası olmadığını artık göstermek zorundayız.
Diğer yandan mahkemelerdeki dava sonuçları ülkenin bir başka önemli gerçeğini de gözler önüne seriyor. Kaza mahkemelerinde görülen davaların yüzde 75’i alacak verecek davası.
Bu da ülke ekonomisinin hiç de iyi yolda olmadığının en büyük göstergesi.
Yani kimse birbirinden alacağını alamıyor, vereceğini vermiyor.
Bir başka ifadeyle ekonomi bozuldukça ülkede suça olan yatkınlık artıyor. Para getiren uyuşturucu baronu da olsa ses çıkarılmıyor.
Bu anlayış değişmedikçe yarınlar güvenli değil. Bizden söylemesi…