Rum lider Anastasiadis, başkanlıktan ayrılırken giderayak günah çıkardı. “Kıbrıs sorununun çözümünü başaramadan bırakacak olmanın yükünü taşıyorum” dedi.
Hadi bırakın Annan Planı’nı, 2017’de dönemin Cumhurbaşkanı olan Akıncı ile Anastasiadis arasında Crans Montana’da yapılan görüşmeler sırasında Rumların önünde tarihi bir fırsat vardı.
Türkiye atabileceği tüm adımları atmış, haritalar verilmiş, asker sayısında bile 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti esnasında olan sayı kabul görmüştü.
Ancak hem Kıbrıs Türk tarafının, hem de Ankara’nın attığı hiçbir adım, Rum lideri ikna etmedi. Çünkü Anastasiadis’in önünde Başkanlık seçimleri vardı. Halkı devleti Kıbrıslı Türklerle paylaşmasına asla zin vermezdi…
Aslında Rum lider de Kıbrıs sorununun çözümünden ziyade, kendisinden önceki başkanların yaptığı gibi sorunun yıllardır müzakere masasında kalmasının peşindeydi.
Anastasiadis, hafta sonu verdiği röportajda Türkiye’yi garantilerin devamını istemekle, BM’yi de Kıbrıs sorununa yeteri kadar zaman ayırmamakla suçladı.
“Biz Crans Montana’da müzakerelerin bitirilmesini değil ertelenmesini ve diyaloğun devamını istemiştik” diyen Rum lider, aslında şunu ifade etmek istiyordu.
Masa hep olsun ama çözüm yerine Kıbrıslı Türkler hep o masada rehin tutulsun…
Azınlık statüsünde gördükleri bizlerle devleti istedikleri kadar, istedikleri oranda paylaşsınlar…
Aslında Cumhurbaşkanı Akıncı da olan bitenin farkındaydı. Zaten o yüzden federasyon cephesinin büyük tepkisini çeken “Bu görüşmeler bizim neslin son denemesi” sözünü sarfetti.
Olmadı, olamadı…
Hem Kıbrıs Türkü hem de Türkiye Cumhuriyeti o günden sonra bir yol ayrımına geldiğini anladı.
O güne kadar federasyon söylemiyle uçsuz bucaksız yapılan görüşmelerden bir netice çıkmayacağı anlaşılınca yeni bir siyaset inşa edildi.
Akıncı o siyaseti uygulamayı reddetti.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini “Asla federasyon görüşmek için masaya oturmayacağım” diyen Ersin Tatar kazanınca Türkiye ile birlikte “Egemen eşitlik temelinde iki ayrı devlet” diye özetlenebilecek bir yola gidildi.
Maraş açılımı ve tanınma siyaseti, hep bu yeni yolun köşe taşlarıdır.
Artık ok yaydan çıktı. Kıbrıs Türkü önce 2004’teki Annan Planı sırasında daha sonra da 2017’de Crans Montana’da bu işin olmayacağını gördü.
Federasyon söyleminin bu saatten sonra hayata geçmeyeceği açıktır. O yüzden tek seçenek devletimize sahip çıkıp yola devam etmektir. Bizden söylemesi…