Haftalardır süren seçim maratonunun finaline geldik.
Kıbrıs Türk halkı yarın yerel yönetim organlarını belirlemek üzere sandık başına gidecek.
208 bin236 kayıtlı seçmen, ülke genelinde 18 belediye başkanı, 220 belediye meclis üyesi, 240 muhtar ve 960 ihtiyar heyeti için 4 farklı oy pusulasında oy kullanacak.
18 belediyede toplam 67 başkan adayı haftalardır vaatlerini gerek TV ekranlarında, gazete sayfalarında ve sosyal medyada, gerekse çarşı pazarda, meydanlarda anlatıp durdu.
Ancak pazar günü söz milletin olacak.
Kime inandıysa mührünü ona vuracak.
Şimdiden 25 Aralık seçimlerinin vatana millete hayırlı uğurlu olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden…
Her ne olursa boykot çağrılarına inat her Kıbrıs Türkü bugün vatandaşlık görevini yapmak üzere sandığa gitmelidir.
Bu sadece kendimize karşı değil, bu ülkenin geleceğine, yarın memleketi emanet edeceğimiz çocuklarımıza karşı yükümlülüğümüzdür.
Anketler siyasete küsen kitlenin yüzde 30’ları geçtiğini ifade ediyor.
Bu çok önemli bir oran.
Bu kitlenin sandığa gitmemesindeki en önemli argüman ise siyasilere olan güven eksikliği...
Sonuç ne olursa olsun bir şey değişmeyeceği yönündeki inanç…
Protesto gibi görünen ama bize göre tamamen teslimiyeti çağrıştıran bu fikre katılmak mümkün değil.
Çünkü siyasi yanlışlıkları yine sadece siyaset kurumu düzeltebilir.
Bundan ümidi kesmek, gelecekten umudu kesmek anlamına gelir ki, o zaman yapacak bir şey kalmaz. Dükkanı kapatıp çekilmemiz gerekir.
Kurtuluşun tek yolu yine sandıktır.
Yarın yapılacak seçimde sandık başına gitmeyen ülkede karşılaştığı sıkıntılar karşısında şikayet etme hakkına sahip olamaz.
Bizden söylemesi…