Özgül Gürkut MUTLUYAKALI-TAK
Kıbrıs’ın geleneksel ürünü hellimin coğrafi tescilinde Türkçe adının da kullanılması mücadelesi sürüyor.
Hellimin sadece “hallumi” olarak tescili halinde, hellim adıyla üretimin yapılamayacak olmasına karşı yürütülen çabalarda, insani boyut önem kazanıyor.
Kıbrıslı Türklerin ve Rumların ortak kültürünün bir parçası olan hellimle ilgili tartışmaların ve sıkıntıların, tescilin iki toplumun da yararına Türkçe, Rumca ve İngilizce dillerinde yapılmasıyla aşılması hedefleniyor.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın, Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği ve Koop-Süt’le birlikte yürüttüğü hellimin üç dilde tescili mücadelesinde gelinen aşamayla ilgili TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar ve Genel Sekreter Mustafa Gündüz, “Umutsuz olmak için bir neden görmüyoruz. Hellim; iki toplumun ortak kimliğinde vardır, insani ve kültürel bir meseledir. Gerekli başvuruları yaptık, bu süreç 1–2 yıl sürebilir” dedi.
Rum Peynir Üreticileri Birliği’nin, bu yılın başlarında Rum Tarım Bakanlığı’na başvurarak Kıbrıs’ta üretilen hellimin sadece “hallumi” adıyla AB’den bölgesel tescilini talebinin ve AB’ye sunulacak teklifte de hellimin tescili halinde kontrolün sadece Rum Tarım Bakanlığı’nda olmasını istemesinin ardından, iki konuda itirazlarını sunan Sanayi Odası, sürecin sonuçlanmasını bekliyor.
Rum Tarım Bakanlığı, itiraz başvurularını aldığını ve gerekli işlemleri yapacağını Sanayi Odası’na bildirdi.
Sanayi Odası, Süt İmalatçıları Birliği ve Koop-Süt’ün Rum Tarım Bakanlığı’na sunduğu itiraz dosyalarında, hellimin Kıbrıs’ın ortak ürünü olduğu ve yıllardır iki toplumda üretildiği vurgulanarak, üç dilde tescili istendi.
Kıbrıs’ta çözüm olmaması yüzünden Kuzey Kıbrıs’ta AB kurallarının uygulanmadığına dikkat çekilen ikinci itirazda, Kuzey Kıbrıs’taki ürünlerin Rum Tarım Bakanlığı’nca kontrolünün mümkün olmadığı için Kuzey’de bir kontrol mekanizması oluşturulması gerektiği üzerinde duruldu.
Bu konuda Sanayi Odası’nın Yeşil Hat Tüzüğü’ndeki uygulama benzeri, AB Komisyonu tarafından atanmak kaydıyla, kontrol mekanizmasını kurmaya talip olduğu da bildirildi.
Rum Tarım Bakanlığı’nca incelenen başvurularla ilgili yazışmalar da yapıldı. Rum Yönetimi, bu dönemde tescille ilgili yasasında teknik hataları gideren düzenlemeler yaptı. Ancak bunların Kıbrıs Türk tarafının başvurusunu etkileyecek değişiklikler olmadığı belirtiliyor.
TUNAR: “ÇÖZÜMÜ UZUN DÖNEM ALIR”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar, itiraz başvurularının sonuçlanmasının uzun bir süreç alacağını söyledi. Mücadelenin daha çok kontrol mekanizması konusunda yaşanacağına inandığını belirten Tunar, bu yetki verilmezse Kuzey Kıbrıs’tan hellim ihracatı yapılamayacağını söyledi.
Salih Tunar, üç dilde tescil halinde hellimin Kıbrıs dışında üretiminin mümkün olmayacağını, şu anda Bulgaristan, Suriye ve Türkiye’de hellim üretiminin yapıldığını, bölgesel tescil halinde bunların yapılamayacağını anlattı. Tunar, tescilin, aynı ismin ve aynı formülün kullanımını engellediğini belirtti.
“Halkımız arasında her şey oldu, bitti ve biz kaybettik havası var. Hâlbuki öyle bir şey yoktur. Zamanında, gerektiği şekilde müracaat edilmiştir. Çözümü uzun bir dönem alır. Bu dönemde takip, mücadele şarttır, o da yapılmaktadır” diyen Salih Tunar, sürecin 1–2 yıl alabileceğini kaydetti.
GÜNDÜZ: “AB KOMİSYONU’NU TÜM ÇALIŞMALARIMIZDA BİLGİLENDİRDİK”--
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Genel Sekreteri Mustafa Gündüz de, hellim tescili hakkında Rum Tarım Bakanlığı’na başvurularının ardından ek bilgiler istendiğini, bu bilgileri 2–3 klasör halinde sunduklarını bildirdi.
Prosedür gereği AB üyesi ülkenin (Güney Kıbrıs) incelemesinden sonra dosyayı AB Komisyonu’na yollayacağını anlatan Gündüz, komisyonun tescilin teknik tarafıyla, formülüyle ilgilenmediğini, giden dosyayı sonuçlandırdığını belirtti. Mustafa Gündüz, şöyle konuştu:
“Burada itiraz edenlerin taleplerine olumlu yanıt verilmezse komisyon aşamasında itiraz hakları yoktur. Ancak biz bugüne dek yaptığımız tüm çalışmalar hakkında komisyonu bilgilendirdik. Bundan sonra da bilgilendirmeye devam edeceğiz. Komisyon aşamasındaki gelişmelerin olumsuz olmaması için gerekli temasları yapıyoruz. Bu nereye varır bilemeyiz.
Komisyonun, Rum tarafının kararına bu aşamada müdahale hakkı yoktur. Temaslarımız önemlidir. Komisyon konuyu görüşürken bizi dinleyebilir. AB’nin, hellim tescilini yaparken, Kıbrıslı Türkleri tamamen devre dışı bırakmayacağını ümit ediyoruz.”
COĞRAFİ TESCİL NE DEMEK?
Sanayi Odası Genel Sekreteri Gündüz, tescilin “hellim” ismi olmadan veya Kuzey Kıbrıs’a kontrol yetkisi verilmeden yapılması halinde ortaya çıkacak sorunlara değinirken, coğrafi tescilin son zamanlarda çok yaygınlaştığını, marka ve isim tescilinden de farklılıklar taşıdığını anlattı.
“Herhangi bir mahallenin, bölgenin, kasabanın, ülkenin tarihsel, kültürel bir ürünü varsa ve bu ürün ticari bir değer taşıyorsa, bunun, o bölge dışında kişiler veya şirketler tarafından taklit edilip, alınıp, kullanılıp ticari kazanç elde edilmesinin önlenmesi için coğrafi tescil yapılır” diyen Mustafa Gündüz, Yunanistan’ın Uzo’sunu örnek gösterdi.
Hellimin, “hallumi” olarak tescili halinde, bu kelimenin tüm dillere tercümesindeki kelimenin de otomatik tescil edilmiş olacağına dikkat çeken Sanayi Odası Genel Sekreteri Gündüz, bu durumda Türkçe karşılık “hellim”in kullanılamaz hale geleceğini ve bunun en hassa noktayı oluşturduğunu söyledi.
Gündüz, “Bu, Kuzey Kıbrıs’ta ‘hellim’ adıyla üretim yapılamaması, ‘hallumi’ diye üretim yapılıp satılması anlamına gelir. Bunu da kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu.
“BÜTÜN MÜCADELEMİZ...”
Hellimin Türkçe adıyla da tescili halinde bunun ihracatta büyük avantaj getireceğini ifade eden Mustafa Gündüz, “Bütün mücadelemiz, insani nedenlerle Kıbrıs’ın kuzeyinde de hellim üretildiğini, ortak bir kültür olduğunu, bu ortak kültürün bir taraf yok sayılarak diğer tarafa mal edilmesinin kabul edilemeyeceğini; ortak kültürün çözüme kadar bir tarafça kullanılmasının engellenmesinin insanlığa sığmadığını ortaya koymaktır” dedi.
Gündüz, AB’deki muhataplara en çok bunları anlattıklarını kaydederek, konunun siyasi boyuttan çıkarılıp, Kıbrıs’taki her iki toplumun yararına, çözüme endekslenmemiş bir tescille halledilmesini ve ortak kültürün korumaya alınmasını istediklerini vurguladı.
Avrupa Komisyonu’nun daha önce benzer bir deneyim yaşamadığını belirten Mustafa Gündüz, Rum Tarım Bakanlığı’nın kararının üç lisanda tescil veya sadece “hallumi” adıyla tescil olabileceğini ifade ederek, “Konunun iki halkın yararına çözümünü istiyoruz” diye konuştu.
“UMUTSUZ OLMAK İÇİN NEDEN YOK”
Sanayi Odası Başkanı Tunar ve Genel Sekreter Gündüz, “Şu anda umutsuz olmak için bir neden görmüyoruz. Hellim iki toplumun ortak kültürüdür, kimliğidir. Bu insani boyutu olan bir meseledir. Her seviyede, platformda mücadeleye devam edeceğiz” dediler.
HELLİMİN KKTC EKONOMİSİNDEKİ PAYI
Kıbrıslıların geleneksel damak tadı hellimin, KKTC ekonomisine katkısı oldukça büyük.
Narenciyeden sonra ikinci sıradaki ihraç kalemini oluşturan süt ürünlerinin aslan payını tutan hellim, istihdama da önemli katkı yapıyor. Hellim adının tescilinden sonra ekonomik getirinin daha da artması bekleniyor.
KKTC, şu anda Türkiye ve Ortadoğu ülkelerine hellim ihraç ediyor. Avrupa ülkelerine ise AB kriterlerinden dolayı ihracat yapılamıyor.
2006 yılındaki ihracatın yüzde 25’lik kısmını süt ürünleri tuttu. Toplam ihracatın 64 milyon 867 bin Dolar olduğu geçen yıl, yurt dışına 16 milyon 501 bin Dolarlık süt ürünü satıldı.
Bu yılın ilk 5 ayındaki toplam ihracat tutarı 46 milyon 138 bin 108 Dolar oldu. Bu rakamda süt ürünlerinin payı 8 milyon 275 bin 817 Dolar’la yüzde 18’e ulaştı.
KKTC’nin 2007 yılının Ocak-Mayıs dönemindeki ihracatında ilk sırayı 21 milyon 80 bin 434 Dolarla narenciye alıyor. İkinci sırada süt ürünleri, üçüncü sırada ise konfeksiyon ürünleri geliyor.