Asgari ücret Saptama Komisyonu bugün toplanıyor.
Toplantı öncesi açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, hayat pahalılığının dikkate alınacağını konusunda güvence veriyor.
İşçi ve işveren kanadıyla yine her 6 ayda bir yaşadığımız o malum sahne tekrar edecek.
Meseleye önce çalışanlar tarafından bakalım.
Asgari ücrete yapılan artışın, piyasada mal ve hizmet alımlarına gelen zamlar nedeniyle ‘esnafın cebine girdiğini’ savunan vatandaşlar, asgari ücreti artırmaktansa ‘piyasayı ucuzlatmanın’ sabit gelirliler için çok daha iyi bir yaklaşım olduğunu söylüyor.
“Marketler daha asgari ücret artmadan yüzde yüz zam yapıyor. Bu zamlar olduğu sürece, asgari ücret 50 bin TL olsa ne yazar?” diye isyan ediyor.
Ekonomistler de aynı noktaya dikkat çekiyor.
Enflasyonun bu yıl sonunda dek gerilemesi halinde bile fiyatların aynı hızla gerilemeyeceğini savunan uzmanlar, 2023 yılında enflasyonun yüzde 40- 50 arasında olabileceğini ifade ederek, “Esas yapılması gereken hayatı ucuzlatmak, maaşları artırmak çözüm değil. Bu yaklaşım fiyatları geriletemez” diyor.
Meselenin bir de istihdam yönü var.
Devletin resmi verilerine göre, 2020 yılında 106.500 kayıtlı sigortalı çalışan vardı.
Peki ya bugün…
Üç yılın ardından kayıtlı çalışan sayısı 75 binlere geriledi.
O günden bu yana asgari ücret sürekli artarken, 30 binden fazla insan işini kaybetmiş. Ya da kayıt dışılığa itilmiş.
Herkesin üzerinde olduğu bir konu var.
Hükümetlerin görevi asgari ücreti artırmaktan çok, hayatı ucuzlatmak olmalı.
Ancak bu görevden kaçan daha doğrusu başarısız olan yönetimler, asgari ücretle ilgili popülist yaklaşımlarla sergileyerek, halkın gözüne girmeye çabalıyor.
Böyle bir dönemde alınan ücret ne olursa olsun yetmez.
Diğer taraftan asgari ücrete karşı işverene verilen prim desteğinin de yeninden yapılandırılması mutlaka gerekli.
Ve hepsinden önemlisi bu prim desteğinin gerçekten ihtiyaç sahibi işletmelere verilmesi de birinci koşul olmalı. Neden mi?
Çünkü devlet bugüne kadar elindeki imkanları verimli kullanamadığı için ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamadı.
Yeni dönemde tüm teşviklerin yeniden değerlendirilmesine ve kaynakların verimli kullanılmasına ihtiyaç var. Aksi halde bu devran böyle devam etmez. Bizden söylemesi…