Siyasette etik ve dürüst davranışlar takdir edilendir. Seçmene ulaşmanın bir yolu, siyasi kurumların ve siyasetçinin politikalarını ve projelerini vurgulamak, diğer siyasetçilere odaklanmaktan ziyade pozitif bir mesaj iletişimini sürdürmek olmalıdır. Bazı siyasetçilerin, rakiplerini eleştirmek ve zayıf noktalarını araştırmak ve siyasi beyanatlarda bu noktaları kullanmaları ve ithamda bulunmaları kendilerince bir strateji olabilir; bu gibi hallerde etik kurallar ve toplumsal normlara dikkat etmek son derece önemlidir. Seçmen, genellikle milletvekillerinden pozitif ve yapıcı bir liderlik bekler.
Siyasi görev gereği mecliste gerekse kurumsal bir partide görev alan ve seçimlere yeniden girecek bir lider adayının sürekli rakiplerinin zayıf noktalarını araştırıp mahkeme yollarına başvurması, kamuoyunda olumsuz bir imaj yarattığı aşikardır. Bu tür saldırgan taktikler, o liderin etik davranışlarına ve pozitif liderlik özelliklerine zarar verir. Ayrıca, her tür hukuki mücadeleler politik ortamı gerginleştirebilir ve kamuoyu desteğini zayıflatabilir.
Mecliste milletvekili iken istifa eden ve 'Milletime hizmet etmeye daha iyi bir şekilde sokakta devam etmek istiyorum' diyen her vekil, şu eleştirilere maruz kalabilir:
* İstifa, seçmenlerde vekilin güvenilirliği konusunda soru işaretleri yaratır. Seçildikleri görev süresini tamamlamadan istifaya gitmek, seçmenler arasında anlam karmaşasına yol açabilir.
* Seçilen bir vekilin, görev süresini tamamlamak ve seçimle gelen sorumluluğunu yerine getirmesi beklenir. İstifaya gitmek, bu sorumluluk algısını zayıflatır.
* İstifa kararı, seçmenlere daha açıklayıcı ve şeffaf bir şekilde iletilmezse, vekilin niyeti ve kararının arkasındaki gerekçeler konusunda kamuoyunda zihin karışıklığına sebebiyet verir.
* İstifa, vekilin parti içindeki ve diğer siyasi ilişkilerinde sorunlara yol açabilir. Parti disiplini ve diğer siyasi figürlerle ilişkileri de eleştirilebilir.
* Milletvekilinin sorunları çözmek veya daha etkili bir hizmet sunmak için alternatif çözümler sunmadan istifa etmesi, eleştirilerinin odak noktasıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bilindiği üzere Sine-i millete dönmek adına karar verip bu kararı üç milletvekilinden sadece birisinin uyguladığı ve diğer iki kadın milletvekilinin bu karara uymadıkları için HP’den ihraç kararı çıktıktan sonra onların tercihlerini görevlerini sürdürebilmeleri adına bağımsız milletvekili olarak seçmenlerine saygı gereği halen mecliste oldukları bilinendir.
Siyasi kariyerde bir vekilin Meclisten istifa ettikten sonra politik yaşamında kurgusu polisiye takip üzerinde olması oldukça düşündürücü olduğu gibi akla gündemde kalabilmek için bu davranış şeklinin amacının adı sadece reyting olur. KKTC’de şu anda bir koalisyon hükümeti vardır. Sayın Ünal Üstel UBP Genel Başkanı olarak Başbakandır ve koalisyon ortakları DP ve YD Partisi'dir. Üçlü koalisyon mecliste milletvekili sayısal çoğunluğuna sahiptir. Mecliste sadece UBP ve CTP’nin grubları vardır. Komiteler bu çerçevede kurulmuştur.
Bu aritmetik içerisinde mecliste komitelerden gelen yasa tasarılarının çoğu oy çoğunluğu ile yasal hale gelebilmektedir. Meclisin denetim gündemi ile toplandığı günlerde daha çok muhalefet 'cek-cak' şeklinde eleştirileri yapmak suretiyle aynı minvalde kürsüde söz almaktadırlar. Muhalefet milletvekilleri mecliste alınan veya alınacak kararlara somut öneri verdikleri zaman kamuoyunda inandırıcı olabileceklerdir. Sayın Tufan Erhürman’a iktidarı eleştirilerinde önerisi yok diyenler yine kendi sempatizanlarıdır.
Haklıya haklı, haksıza haklı diyebilmek adına gündemi takip ediyoruz. Yapılan ve konusu siyasi gıybet olan söylemler, toplumsal barışa zarar verebilir. Yapılmamalıdır! O halde bu gün için sloganımız, 'Gıybeti Durdur, Dostluğu İnşa Et!' olsun!
