Eski sömürgeci ülkelerin liderleri, son yıllarda, önceki asırlarda sömürdükleri ülkelere yaptıkları sembolik teessür ziyaretleri bünyesinde, geçmişte yaptıkları mezalimi kabul ile, bu konuda duydukları üzüntü ve pişmanlığı dile getirmek suretiyle, günahlarından arınma ve geçmiş ile yüzleşme süreci başlatıyorlar. Almanya'yı diğer sömürgeci ülkelerden ayıran husus sömürgeci geçmişinin fazla bilinmemesi. Bu utanç sayfası 1884’te açılmış ve 1. Dünya Savaşı yenilgisiyle zorunlu kapatılmış. Sömürgecilik serüveni 30 küsür yıl sürmüş.
* * * *
2021 Mayıs ayında, müzakerelerle sonucunda, Almanya, Namibya'daki eylemlerinin soykırım olduğunu, ancak bu kabulün ahlaki ve siyasi sorumluluk temelinde olduğunu ve hukuki bir zorunluluk oluşturmadığını açıkladı. Bu ülkeye 1,1 milyar euro civarında kalkınma yardımı taahhüt etmek suretiyle, Berlin, böylece Namibya dosyasını fazla toz kaldırmadan kapatmaya muvaffak oldu.
* * * *
Almanya'nın kıtadaki ikinci vukuatı ise günümüz Tanzanya'sında, dönemin “Alman Batı Afrikası'nda vuku bulmuş. İşte bu sebeple Cumhurbaşkanı Steinmeier 2023 Kasım’da Darüsselam’ı ziyaretle, asker dedelerinin Tanzanya'da gerçekleştirdiği katliamlardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Amaç Namibya ile yürütülen sürecin bir benzerinin Tanzanya ile tekrarlanması. Böylece Afrika'daki 2. utanç dosyasını da, karşılıklı mutabakat ile rafa kaldırmak. Tanzanya'nın, 2017’den itibaren, Almanya'dan, “Maji-Maji” isyanlarını (1905-1907) bastırmak gerekçesiyle, ülkenin güney-batısında (Ruvuma bölgesi) gerçekleştirdiği katliamlardan ötürü, özür ve tazminat talep ettiği biliniyor.
* * * *
Alman askerleri, 1884 ila 1915 arasında, Togo, Kamerun, Namibya, Burundi, Ruanda ve Tanzanya'da görev yapmışlar. Tanzanya’nın Ruvuma adlı bölgesinde yaşayan ve pamuk üretimi yapmaya zorlanan etnik gruplar, sömürgeci düzene karşı ayaklanmışlar. Alman askerlerinin, 1905-1907 arasında, isyanları kanlı biçimde bastırdığı, isyancıların lideri Ngoni aşireti şefi Songea ile 66 kişinin başları kestikleri, ayaklanmalar neticesinde on binlerce insanın (en düşük 75 bin en fazla 300 bin kişi telaffuz ediliyor) hayatını kaybettiği biliniyor.
* * * *
Alman sömürgeciler, Alman endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ürünleri ve doğal kaynakları Afrika'dan ülkelerine yollarken, bilimsel veya “ırķsal” amaçlarla, yüzlerce kafatası veya kemiği de, beraberlerinde Almanya'ya götürmüşler. Berlin'deki “Prusya Kültürel Mirası Vakfı Müzesi”nde, Tanzanya, Togo, Kamerun ve Ruanda'dan taşınmış 6300 kadar kafatası mevcut. Kafatasların üzerinde bazı kayıtlar bulunmasına karşın, kimlere ait oldukları tam tesbit edilemiyor. Namibya ve Tanzanya, ülkelerinden bir asır önce götürülen kafatası ve kemiklerin ait oldukları topraklara iade edilmesinde ısrar ediyorlar.
* * * *
Kesilen kafası Almanya'ya götürülen Mangi Meli adlı yerel kralın akrabalarının, büyük dedelerinin kafatasının tespiti, Tanzanya'ya geri getirilmesi ve doğduğu topraklarda haysiyetle gömülmesini sağlamak üzere, Almanya ile sürdürdükleri temaslar, Batı basınında haber oldu (13 Kasım 2018, BBC). Namibya'nın Herero kabilesine ait bir bölüm kafatasların ülkelerine geri yollandığını (2018) yine Batı basınından okuduk.
* * * *
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in geçtiğimiz kasım ayındaki Tanzanya ziyareti programına, ülkenin güney-batısında bulunan Songea şehrini dahil etmesi, şehirdeki gösterişsiz savaş müzesini ziyaretle, sömürgeci Alman yönetimine direnirken hayatlarını kaybedenlerin anıları önünde saygıyla eğilmesi, gecikmiş de olsa, doğru yolda atılmış önemli bir adımdır. Almanya nazi döneminin günahlarının kefaretini ödemiştir, ödemektedir. Sömürgeci döneme ait günahların bedeli de benzer şekilde ödenmelidir.
* * * *
Namibya ile gerçekleştirilen çalışmalara bu defa Tanzanya ile başlanılması, Almanya'nın sömürgeci geçmişi ile yüzleşme sürecinin 2. perdesidir. Her sene 60 bin civarında Alman turistin, Tanzanya’ya seyahatle, Serengeti Milli Parkı, başkent Darüsselam, ikinci büyük şehir Aruşa ve Zanzibar adasının sunduğu güzelliklerin keyfini çıkardıkları biliniyor. Steinmeier’in tarihi ziyareti sonrasında Alman turistlerin gezi programlarına Songea’yı da dahil ederek tarihlerinin karanlıkta kalan bir kısmını daha aydınlatmaları uygun düşecektir.