Başsavcı Sarper Altıncık, 2024-2025 Adli Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Nüfusa göre suç işleme oranı yüksek” dedi.
Başsavcı Sarper Altıncık, 2024-2025 Adli Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün mahkumların ıslah edilmesi amacına hizmet etmediğini belirtti. Altıncık, “Hukuk devletinde çeşitli gerekçelerle bağımsız mahkemeler tarafından verilmiş olan cezalara müdahale edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Mevcut haliyle bu tüzüğün çıkarılış amacına hizmet etmediği açıktır” ifadelerini kullandı.
Tüzüğün mevcut şekliyle uygulanması sonucunda mahkemeler tarafından verilen cezaların etkisiz hale geldiği veya hapis cezalarının azaltıldığını dile getiren Altıncık, şartlı tahliyeye ilişkin kuralların mahkemeler tarafından verilen cezaları anlamsız hale getirmeyecek şekilde ve ayrıntılı olarak bir yasa ile düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Taşınmaz Mal Komisyonu'nun önemine vurgu yapan Altıncık, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti devleti için uluslararası hukuk açısından önemli bir kazanım olan ve etkin bir iç hukuk yolu olarak kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu'nun etkinliğinin artırılması, mümkün olduğu kadar çok başvurunun yasa uyarınca karara bağlanarak kuzeyde kalan Rum mallarının Türk koçanlı hale getirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Başsavcı Altıncık, geçen yılki açılış töreninde yaptığı konuşmada, Şartlı Tahliye Tüzüğü’ne ilişkin sözlerini anımsatarak, sorunlara çözüm bulunmadığından aynı sıkıntıların bu yıl da geçerli olmaya devam ettiğini belirtti.
Mahkum olan suçluların cezalarını çekerken ıslah olup, topluma yeniden kazandırılmaları gerektiğine işaret eden Altıncık, yürürlükte olan Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün mahkumların ıslah edilmesi amacına hizmet etmediğini belirtti.
Altıncık, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde nüfusa göre suç işleme oranının yüksek olduğunu söyledi.
Artışın önüne geçilemediğini dile getiren Altıncık, mahkemeler tarafından son yıllarda verilen cezalara zaman zaman kamuoyunda tepki gösterildiğini, mahkemelerin yürürlükteki mevzuatta belirtilen cezalarla bağlı olduğunu belirtti.
Altıncık, “Hukuk devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde polis, başsavcılık ve
mahkemeler yürürlükte olan mevzuata uygun olarak icraat veya işlem yapmak ve karar üretmek zorundadırlar” dedi.
Yürürlükteki mevzuatta boşluk bulunması veya cezaların caydırıcı veya yasaların günün koşullarına uygun olmaması durumlarında dahi, mahkemeler veya Başsavcılığın mevcut yasaları mevcut şekli ile uygulamaktan başka bir şansı bulunmadığını belirten Altıncık, son yıllarda ülkede artan suç oranlarının, özellikle ceza davalarında ciddi bir artışa neden olduğunu söyledi.
“DENETİMLE YOLSUZLUĞUN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”
Kamu yönetiminde çalışan kamu personelinin görevleriyle ilgili işlediği suçların da gün geçtikçe arttığına işaret eden Altıncık, suç işleyen kamu görevlilerine caydırıcı ve etkin cezalar verilmesi gerektiğini kaydetti.
Altıncık, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından da, mahkemece sirkat veya görevi kötüye kullanma suçlarından mahkum edilen kişilerin kamu görevinden azledilmeleri konusunun titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Yolsuzluklar konusunda gözden kaçırılmaması gereken, önemli bir noktanın da yolsuzluk gerçekleşmeden yapılacak denetimlerle önüne geçilmesi olduğunu vurgulayan Altıncık, devlet dairelerinde yapılacak olan etkin denetimlerle bu gibi suçların işlenmesine fırsat verilmemesi gerektiğini kaydetti.
Altıncık, şöyle devam etti:
“Bugün kamuoyunda yolsuzluklarla ilgili olarak ‘yapanın yanına kar kaldığı’ anlayışı hakimdir. Ancak unutulmamalıdır ki, iddia makamı olan başsavcılık ve mahkemeler önlerinde olan bilgi ve belgelerle veya emarelerle bağlı ve sınırlıdırlar. Böyle bir davada başarılı olabilmek için yapılacak olan soruşturmanın her yönüyle yapılması ve yasada suç oluşumu ile ilgili belirtilen unsurların soruşturma dosyasında bulunması gerekmektedir. Eksik olan bir soruşturma ile bir kişinin suçlu olsa dahi mahkum edilebilmesi olanaklı değildir. Bu konularda da Sayıştay Başkanlığı ile polis örgütüne büyük görev düştüğünü belirtmek isterim.”