Suriye’de 61 yıllık Baas rejimi çökmesinin ardından gözler Orta Doğu’da yaşanacak yeni gelişmelere çevrildi.
Dünyaca ünlü saygın İngiliz yayın organı Financial Times da Suriye’deki durumu Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden manşetine taşırken, “Suriye krizinin büyük kazananı Erdoğan mı olacak?” sorusuyla önemli bir analiz yayınladı.
Makalede, “Erdoğan’ın, Rusya ve İran tarafından desteklenen Esad’ın devrilmesinden sonra ülkedeki en etkili yabancı aktör olarak yeni kazandığı konumdan siyasi ve ekonomik olarak kazanç sağlayacağına” dikkat çekildi
Gazete, “Başlangıçta isyanları destekleyen ABD ve diğer batılı güçler pes etmiş olsa bile, Suriyeli muhaliflerle birlikte kaldı. 3 milyondan fazla Suriyeli mülteciyi ‘kardeşleri’ olarak karşıladı ve Suriye Devlet Başkanı’na karşı savaşan isyancı gruplara silah ve eğitim sağladı. Erdoğan için büyük bir kazanım da Esad’ın düşmesinin ardından Türkiye’deki yaklaşık 3 milyon Suriyeli mültecinin çoğunun geri dönmesine izin vermesidir.” yorumu yaptı.
Aslında işin ekonomik kazanç bölümüyle ilgili yorum dün borsada da test edildi.
Esad rejiminin düşmesinin ardından Suriye’nin yeniden inşası Türkiye’de borsa yatırımcısının ilgisini çekti. Borsa İstanbul’da özellikle çimento ve inşaat hisseleri hızlı yükseldi.
Birleşmiş Milletler’in tahminine göre Suriye’nin yeniden inşası için yaklaşık 400 milyar dolar (yaklaşık 13 trilyon 924 milyar lira) gerekiyor. Elbette bu inşaat sürecinde Türk şirketleri başı çekecek.
Siyasi kazanç bölümüyle ilgili test için ise hiç şüphesiz biraz daha zaman alacak.
Şu anda bölgede ne olursa olsun Türkiye’ye rağmen bir adım atılamayacağı gerçeği ortada.
Zaten ABD’den yapılan açıklamada da Suriye'deki gelişmelere ilişkin Türkiye'yle tam angajman içinde hareket edildiği, bunların yapıcı etkileri olduğunu ifade edildi.
Bu çerçevede ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, CIA Direktörü Bill Burns ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Türk mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptığını bildiriliyor.
Elbette önümüzdeki döneme ilişkin bazı soru işaretleri de yok değil.
Örneğin ABD’nin bugüne kadar tam bir müttefik olarak gördüğü PYD-YPG unsurları Suriye’deki yeni koalisyonda Türkiye’ye rağmen yer alır mı?
Ağzını açan herkes Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz etse de İsrail’in çıkarları doğrultusunda bölgede küçük devletçikler oluşturulup harita yeniden çizilir mi?
Hepsinden daha önemlisi Ukrayna Savaşı ile boğuşan Rusya, nasıl ikna edildi?
Acaba Trump yönetimi ve Putin, Ukrayna ile Suriye arasında bir paylaşımda mı bulundu?
Böyle bir uzlaşma sağlandıysa biz bunu Trump’ın ocak ayında koltuğa oturmasından sonra mı öğreneceğiz?
Bu soruların yanıtı önümüzdeki günlerde uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynayacak. Bizden söylemesi…