Dönem dönem hepimiz, yoğun iş temposundan çıkıp da kendimizi yenilemek adına tatile çıkıyoruz. Tatilimizi yaz ya da kış mevsiminde yapabiliyoruz. Seçimimiz, bir sahil kasabası olabileceği gibi, bir kayak merkezi ya da doğal ortamda kamp tarzı olabiliyor. Bazen de sadece keyif yapmak, yeni bir yer keşfetmek, uyumak, dinlenmek, yemek yemek için lüks ya da orta derecede bir otel olabiliyor. Herkesin ihtiyaçları, olanakları, istekleri, amaçları çok farklı oluyor. Nasıl bir seçim olursa olsun sonuçta, çıktığımız kısa ya da uzun bu yolculuk, bu keyif zamanı bizi yeniliyor. Bir sonraki iş, ev dönemine hazırlıyor.
“Türkiye’nin en önemli kış turizmi destinasyonlarından biri olan Bolu Kartalkaya’da 12 katlı Grand Kartal Otel'de saat 03.30 sıralarında çıkan yangın faciaya dönüştü.” Gazetelerde, televizyon ekranlarında böyle yazıyordu. Hepimiz, çok üzüldük.
Akla Gelen Sorular
Ahşap, yanabilecek bir yapı yapıyorsak; bu yapıyı dağın başında 2 bin rakımda bir yerde, 40 km uzakta kuruyorsak; tesiste bir şey olursa, ne yapacağımızı düşünmemiz gerekiyor. 1. Yapı uygun mu? 2. Bu yapıda bir şey olursa müdahale nasıl yapılacak? Kent merkezine 38 kilometre mesafedeki 2 bin 200 rakımlı Köroğlu Dağları’nın zirvesindeki beş otelden biri olan Grand Kartal Otel’in ana giriş kapısına göre 1‘inci; arka giriş kapısına göre ise 3’üncü katında bulunan restoran kısmında çıkan yangında alevler kısa sürede büyüdü. Saat 03.21’de, ihbar üzerine bölgeye ekipler sevk edildi. Büyük bölümü ahşap olan ve 238 kayıtlı tatilcinin bulunduğu oteldeki yangın rüzgârın da etkisiyle tüm katlara hızlı bir şekilde yayıldı. Giriş katlarda bulunan vatandaşlar, hızla dışarıya çıkarken üst katlarda bulunanlarsa; yoğun duman ve alevler nedeniyle mahsur kaldı.
Yangın Neden Büyüdü?
Otelin, Amerikan kayak otellerini örnek alarak büyük bir bölümünün ahşap yapıda olduğunu, içindeki birçok dekoratif eşyanın, tavanların ve yan duvarların da ahşap kaplamalı yapıldığını biliyoruz.
Çığlık Sesleri
Anlatılanlar: “Gece yarısı başlayan yangın, otelin dış cephesinin ahşap kaplama olması nedeniyle hızla yayıldı. Ahşap otelin çökme tehlikesi olduğu da öğrenildi. Yangın sırasında panikleyenler, çarşafları birbirine bağlayıp pencerelerden sarkarak aşağıya inmeye çalıştılar. Pencerelerden yardım çağrısında bulunanlar oldu.”
'Gece, saat 3 civarı falandı. Çığlık sesleri geliyordu, dışarıdan. Yardıma koştuk. İnsanlara yardım etmeye çalıştık, elimizden geldiğince. Kim, neye muhtaçsa götürmeye çalıştık. Camlardaki insanları gördüm, çok üzücü bir andı benim için. Panik atak geçiren oldu, atlayan oldu.'
Camdan Atlayanlar
Acil çıkış kapıları nerede? Acil merdivenler nerede? Ekip eğitimli miydi? Yeterince herkesi uyandırabildik mi?
“Herkes, camdan atlıyordu. Yaşlılar, gençler atladı. Bir babanın kucağındaki çocuğu vefat etmişti. Fazlasıyla ihmal var. Yangın merdiveni var; ama otelin içinde, çok saçma bir yapısı var. Hep ahşaptan yapılmış. Küçük bir alevden yayıldı. Restorandan başladı. Otelin kendine ait bir itfaiye ve ambulans aracının olmaması da çok farklı bir konu. Otel, yüzde yüz doluydu.”
“9.-10. katlardan atlayanlar olmuş. 4.-5. katlardan çarşafla kendini sarkıtanlar vardı. Orada 4-5 kişi vardı. Ben de yan tarafa geldim. Ben de 8. kata ip attım. 13-15 kişiyi kurtardık. Oraya gelenler iple ya da atlayarak aşağıya indiler. Daha sonra, rüzgar da çoktu, oradan uzaklaştık.'
Daha Kim Bilir Neler?
Yangının ardından ki her bu tür olayda da olduğu gibi birçok soru gelmeye, olumlu ya da olumsuz yorumlar yapılmaya devam edilecektir. Önemli olan, insan yaşamına ne kadar değer verdiğimiz. Bir hizmeti verirken öncelikle bunu düşünmeliyiz. Fabrikasyon usulü, yaptığımız işin, verdiğimiz hizmetin ne kazandırdığından çok; ne kadar kaliteli ve güvenilir olduğudur. Tabii bizler de tatil seçimi yaparken enine boyuna her maddeyi düşünmeliyiz. Çünkü bizler, kendimize değer vermeli ve en iyisini, en sağlıklısını, en güvenilir olanını hak ediyoruz. Yaşamı hak ediyoruz.