Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınma mücadelesi yıllardır devam ediyor.
Bu süreçte, Türkiye dışında somut destek açıklamaları nadiren duyuldu. Ancak bu kez dengeleri değiştirebilecek bir çıkış Azerbaycan’dan geldi.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in KKTC’ye yönelik sözleri, sadece sembolik bir destek değil, aynı zamanda olası bir diplomatik kırılmanın habercisi niteliğinde.
Aliyev, “Biz her zaman kardeşlerimizin yanındayız. Politikamız her zaman net olmuştur. Bu hususta başka bir gündemimiz yok” diyerek, KKTC’nin bağımsız ve tanınan bir devlet olması gerektiğini açıkça ifade etti.
“Tarihsel olarak kardeşlerimizin yaptıkları ortada. Bu desteği hak ediyorlar” diyen Aliyev, Kıbrıs Türk halkına açık bir güvence verdi: “KKTC’li kardeşlerimiz emin olsun ki, ülkelerinin bağımsız bir devlet olarak uluslararası toplum tarafından tanınması için her zaman yanlarında olacağız.”
Bu açıklamalar, özellikle Rum tarafında ciddi bir rahatsızlık yarattı.
Çünkü diğer Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyeleri genellikle daha temkinli ve diplomatik bir dil tercih ederken, Azerbaycan ilk kez bu denli açık ve net bir pozisyon alıyor.
Bu, sadece sözde kalacak bir destek değilse, KKTC’nin diplomatik görünürlüğü açısından tarihi bir dönemece giriliyor olabilir.
Peki bu ne anlama geliyor?
Azerbaycan’ın Türkiye ile olan güçlü ilişkileri, Karabağ zaferi sonrası bölgede artan etkisi ve Türk dünyasındaki yükselen liderliği düşünüldüğünde, bu açıklamalar sıradan bir diplomatik jest olarak okunamaz. Üstelik Azerbaycan, sadece söylem düzeyinde değil, pratikte de KKTC ile temaslarını artırmış durumda. Son yıllarda karşılıklı ziyaretlerin sıklaşması, ekonomik ve kültürel iş birliklerinin konuşulmaya başlanması, bu söylemin arka planında daha geniş bir stratejinin olabileceğini gösteriyor.
Aliyev’in bu çıkışı, “Azerbaycan KKTC’yi resmen tanıyabilir mi?” sorusunu gündeme taşıdı. Eğer böyle bir adım gelirse, bu, Türk dünyasında domino etkisi yaratabilir. Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkeler de benzer yönde adımlar atarsa, KKTC’nin diplomatik izolasyonunu kırma yönünde ciddi bir momentum doğabilir.
Azerbaycan’ın bu çıkışı aynı zamanda Türkiye için de stratejik bir destek anlamına geliyor. Kıbrıs meselesinde yıllarca yalnız kalan Ankara’nın söylemlerine şimdi güçlü ve etkili bir müttefik daha eklenmiş durumda.

Sonuç olarak, Aliyev’in sözleri sadece bir dostluk mesajı değil, bir politika beyanıdır. Ve eğer bu beyan somut adımlarla desteklenirse, KKTC’nin uluslararası tanınma yolculuğunda yeni bir sayfa açılabilir. Bu çıkış, bir işaret fişeği mi, yoksa daha büyük bir diplomatik hamlenin habercisi mi, önümüzdeki haftalar gösterecek. İzleyip göreceğiz. Bizden söylemesi…