Üç gencimizi daha trafik kazalarında kaybettik. Arkalarından gözyaşı, başsağlığı mesajları, törenlere ve dualarla toprağa verilişler. Acıları da düştüğü yerleri yakmaya devam..
Trafik uzmanlarımız, mühendislerimiz, mimarlarımız, şehir planlayıcılarımız, çevreciler ve hatta sürücülerimiz de görmüyor, duymuyor, anlamıyor mu?
Bu küçücük ülkenin yolları, caddeleri bu kadar trafik aracına;
Kamyonlara, mini kamyonlara, otobüslere, taksilere, özel arabalara, land roverlere, jeeplere, askeri araçlara yetmiyor?
Artan araç sayısı ve dikkatsiz, sorumsuz sürücüler nedeniyle ölümle sonuçlanan trafik kazalarımız tırmanmıyor mu? Kat kat artmıyor mu?
Önlemek için ne yapılıyor? Yapılması gereken çok basit ve ucuz yolları vardır bu işin.
Milyonlarca nüfusu barındıran ülkelerde, büyük şehirlerde bile bizde meydana gelen trafik kazaları olmuyor.
Bazı gelişmiş ülkeler toplu taşımacılığı kullanmaları için insanları zorluyor, özel araçların kentteki sayısını azaltmaya, çift/tek plakalı araçların belirli günlerde şehir merkezlerine girmelerini getiriyor. Çok katlı oto parklar yaratıyor.
Bir de scooter, motosiklet ve bisiklet kullanılmasını tavsiye ediyor. İnsanların çoğu da uygulamalara seve seve katılıyor. Daha geçen gün yazmıştım. Gittiğim Brüksel’de ve Stockholm’da binlerce, yüz binlerce bisikletli, motosikletli ve scuter dedikleri küçük güçte motorlar kullanıldığını, onlara ait park yerleri oluşturulduğunu vurgulamıştım.
Neden yetkililer etrafı kameralarla, kasislerle dolduruyor? Sürat kesmek mi bu işin tek çaresi, kazaları önlemenin yolu?
Yollarımız, caddelerimiz yetersiz. Yayalar için kaldırımlar yok denecek kadar az. Olan yerlerde de kaldırımlar oto park haline getirilmiş.
Bütün bunları gören, duyan ve önlem almak için harekete geçecek yetkilimiz yok mu?
Trafik polislerinin ve zabıtalarının işi sadece yanlış park edenlere ceza kesmek midir?
Kontrol, denetim, uyarı nerede? Egsoz testiymiş. O da göstermelik. Egsozlarına ek egsoz ilave edenlerin çıkarttıkları gürültüyü, savurdukları zehirli gazları, radyolardan insanı çıldırtan yükseklikte gürültü çıkartmaları...kazalara neden olmuyor mu? Bunları denetleyecek, kontrol altına alacak yok mu? Üstü açık kamyonlar yollara çakıl kum dökerek seyahat ederlerken yaratabilecekleri kazaları gören yok mu? Belediye çöp arablarından saçılıp dökülen çöpler, çöpü sıkarak akıtılan pis sular, kaygan yollar, daha neler neler gözlerine batmıyor mu ilgili insanlarımızın ve yetkililerimizin ?.
Bakkala özel araba ile, okula özel araba ile, çarşıya özel araba ile, markete özel araba ile... nerede ise tuvalete bile araba ile gidilecek bu küçücük ülkede, dar ve yetersiz sokaklarda, ana yollarda siz kasis ve kamera yerleştiriniz. Yaklaşınca sürat azaltan sürücüler aptal mı? Kameraları kasisleri aşınca yine sürat yapmıyorlar mı?
Bu gidişata dur diyecek birileri çıkmaz sa, araç sayısını azaltmazsa ,emin olunuz ki tarafikte kaybedilen canların sayısı savaşlarda kaybettiğimiz sayıları aşacaktır.
Şehir planlaması zor ve pahalı ise, halkı özel araçları ile şehir merkezlerinde dolaşmaktan, gezmekten, şov yapmaktan men ediniz. Lefkoşadaki dere boyu size hiç mi mesaj vermiyor.? Orda tıkanan trafik gençlerin kafeteryaların önünde endam etmelerinden, kızları tavlamaya çalışmalarından kaynaklan mıyor mu? En son model arabalarda yolları tıkayanlara kaç gez geçiyorsun buradan, işine evine gideceksen gidiver, yol içinde durup sohbet etme, trafiğin akışını önleme diyecek , uyaracak yok mu?
Toplu taşımacılık neden ön plana alınmıyor? Düzenli otobüs seferleri, hatta raylı elektrikli troleyler neden düşünülmüyor? Çok mu pahalı? Paranız mı yok? Olabilir,ama, verilecek kaybedilecek çok canlar vardır, öyle değil mi?
Yapmayınız, etmeyiniz, daha fazla beklemeden, gecikmeden harekete geçiniz. Halkı, sürücüleri teşvik ediniz. Kısa mesafelere yaya olarak ulaşılamaz mı?
Bisiklet, motosiklet ülkemizde en geçerli araç olabilir. İklim de müsait. Başka ülkelerde fırtına, kar, yağmur çok. Buna rağmen genci, ihtiyarı, kadını erkeği bisikleti tercih ediyor. Spor da yapmış oluyor?
Bizler de buralarda onların yaptıklarını yapamaz mıyız?
Yapabiliriz. İlla ki birilerinin başımıza vura vura trafiği düzenlememiz mi gerekiyor? İlla ki Türkiyeden uzmanların gelip trafik sorunumuza çare bulması mı bekleniyor? İlla ki askeri büyüklerimizin bu konuya da el atmalarını mı isteyenler var?
Belediyeler, hükümet edenler, mimarlar, mühendisler, şehirciler, uzmanlar, çevreciler sizlere sesleniyorum,
