Girne Ağır Ceza Mahkemesi hırsızlara ceza yağdırdı. Mahkemede karara bağlanan 3 ayrı davada sanıklara toplam 29 yıl hapis cezası verdi. En çok cezayı 27 evde hırsızlık yapan Hüseyin Çiftçi aldı. Çiftçi mahkeme tarafından 7 yıl hapse mahkûm edildi.
Son üç yıl içerinden toplam 226 sanık, hırsızlık suçundan ağır ceza mahkemelerinde yargılandı. Son 6 ay içerinde ülkemizde neredeyse 600’ün üzerinde hırsızlık suçu meydana geldi. Özellikle yabancı uyruklu kişilerin hedef alındığı bu olaylarda vatandaşlar milyonlarca Lira zarar uğratıldı.
Volkan Karaca
Girne Ağır Ceza Mahkemesi son zamanlarda artan hırsızlık olaylarına tepkisini sanıklara verdiği cezalar ile gösterdi. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “geceleyin ev açma” ve “sirkat” suçlarından yargılanan sanıklar Hüseyin Çiftçi 7, Figen Taflan ve İbrahim Kutlu 6’şar, Adem Dağ 4, Bahri İzci ve Haluk Gürbüz ise 3’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemede okunan kararların satır arasında “Son yıllarda ülkemizde bu tür suçların çok yaygınlaştığını görmekteyiz. Bu suçlar ülkemiz insanlarını ve ülkemizde ev alan yabancıları tedirgin ediyor” ifadesi yer aldı.
Suç makinesine 7 yıl
Başkanlığını İlker Sertbay’ın yaptığı, Kıdemli Yargıç Peri Hakkı ve Yargıç Füsun Cemaller’den oluşan Ağır Ceza Heyeti’nin dünkü oturumunda 3 ayrı hırsızlık davasının kararları okundu. Girne bölgesinde toplam 27 ev açma olayına karışan sanık Hüseyin Çiftçi’nin yargılandığı davada, heyet tarafından sanık 7 yıl hapse mahkûm edildi. Heyet adına Kıdemli Yargıç peri Hakkı’nın okuduğu kararda, sanığın, 2008 yılı Ekim ve Kasım ayları içerisinde Girne’de toplam 27 evi açıp adeta bir suç makinesi haline dönüştüğü belirtildi.
Havuzcu ve temizlikçiye 6’şar yıl
İkinci davada sanık olarak yargılanan Figen Taflan ve İbrahim Kutlu 22 Kasım 2008 tarihinde, Karşıyaka’da Tony Scofield’e ait evin batıya bakan alüminyum penceresinin panjur kanatlarını sert bir cisim ile kırıp içeriye girdikten sonra 2bin 691 TL değerindeki birçok eşyayı sirkat ettikleri tespit edilmişti. Ağır Ceza Heyeti, “Geceleyin ev açma”, “Sirkat” ve “Kasti hasar” suçları ile itham edilen iki sanığa 6’şar yıl hapislik cezası verdi. Sanıklara okuna karar metninde, ülkemize yatırım yapan, kendilerine iş ve aş veren ve evlerini emanet eden yabancı mal sahiplerinin yurt dışında olmasını fırsat bilip evlerini adeta soyduklarına dikkat çekildi. Dün karar duruşması yapılan bir diğer davada Âdem Dağ, Bahri İzci ve Haluk Gürbüz’ün “Geceleyin ev açma” ve “sirkat” suçu ile itham edildi. Sanıklardan Dağ’a 4, İzci ve Gürbüz’e 3’er yıl hapis cezası verildi. Sanıklar 2008 yılı Ocak ayı içerisinde Arapköy’de Mark Collins’e ait ikametgâhın kuzeye bakan kapalı ve kilitsiz mutfak penceresinden girerek salonda bulanan 300 TL değerindeki DVD player sirkat ettikleri tespit edilmişti.
Mülkiyet hakkı korunmalıdır
Ağır ceza heyeti tarafından hazırlanan karar metninde, “Bir toplumda kişilerin sahip olma ve sahip oldukları şeyleri özgürce tasarruf edip kullanama hakları vardır. Mülkiyet hakkı denen bu hakka başkalarının müdahale etmesi ve bu haktan kişilerin mahrum edilmesi kabul edilemez.” ifadesi yer aldı.
Karar metninde, mülkiyet hakkının anayasal ve yasal güvence altında olup bu hakkın ihlalini cezalandırmak üzere caza yasasında ağır cezai müeyyideler öngörüldüğü belirtildi. Yasa koyucu mülkiyet hakkının etkin bir biçimde korunmasına, halkın huzuru güvenliği ve sosyal düzenin korunması bakımından çok büyük önem taşıdığına dikkat çekildi.
İnsanlar tedirgin
Heyet, hırsızlık suçunun günden güne arttığı ve bunun sonucunda halk üzerinde büyük sıkıntılara ve tedirginliğe yol açtığı vurgulandı. Sanıklara okunan ayrı ayrı kararlarda şu ifadeler kullanıldı: “Son yıllarda ülkemizde bu tür suçların çok yaygınlaştığını görmekteyiz. Bu suçlar ülkemiz insanlarını ve ülkemizde ev alan yabancıları tedirgin etmektedir. Huzurumuzdaki davada ceza yasası 1 suç için 10 yıl hapis cezası öngörmektedir. Bu da suçların ne kadar vahim ve ağır olduğunu göstermektedir. Bu nedenle bu tür suçları işleyenlere suçun ciddiyetine uygun, etkin, caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesi gerekmektedir.”
Hedef yabancılar
Ağır ceza heyetinin de dikkat çektiği konular arasında olan hırsızlık mağdurları arasında başı yabancı uyruklu kişiler çekiyor. Ülkemize yatırım yapan, ev alan burada yaşamaya karar veren kişileri hedef alan hırsızlar, bir türlü rahat yüzü vermiyor. Hırsızlık amacı ile girdikleri evlerdeki pasaport, değerli ziynet eşyası, nakit para ve elektronik eşyaları çalan hırsızlar yüzünden pek çok kişi, KKTC’de yaşamanın güvenli olmadığını düşünüyor. Tatil cenneti olarak lanse edilmesi gereken ülkemiz suç ve suçlu oranın artması sebebi ile suç cenneti olarak görülüyor.
Hırsızlar kabus oldu
Son üç yıl içerinden toplam 226 sanık, hırsızlık suçundan ağır ceza mahkemelerinde yargılandı. Son 6 ay içerinde ülkemizde neredeyse 600’ün üzerinde hırsızlık suçu meydana geldi. Özellikle yabancı uyruklu kişilerin hedef alındığı bu olaylarda vatandaşlar milyonlarca Lira zarar uğratıldı. Her yıl büyüyen bu sorun karşısında vatandaşlar yatak odalarının kapılarını dahi kilitlemeye başladı. Yetkililer maalesef yıllardan beri içten içe kaynayan bu sorunu görmezlikten geldi ve yine görmezlikten gelmeye devam ediyor. Ülkemizde sırf hırsızlık yapmak için gelen birçok insan sınır dışı edildi. Ancak buradaki potansiyelin farkında olan hırsızlar, sahte kimlik düzenleyerek yine evlerimizi ve dükkânlarımızı soymak için sınır kapılarımızdan giriş yapıyor. Son zamanlarda sayıları iyice artan hırsızlık olayları KKTC’de yaşayan yerli yabancı herkesin tedirgin olmasına neden oluyor. Yüksek Mahkeme tarafından her yıl hazırlanan raporlar hırsızlık sorunun ülkemizde ne denli büyün bir sorunun olduğunu gözler önüne seriyor. Kolay yoldan zengin olmak isteyen, sınıf atlama hevesinde olan, “onda var bende niye yok” mantığı ile hareket eden, bunu meslek haline getiren, hatta bu işi sırf zevk için yapan birçok kişi için KKTC eşi bulunmaz bir nimet olarak görülüyor.