DUYGULARIMIZIN DEFTERİ

Duygularımıza Sarılmak

Duygularımıza Sarılmak
Duygu kavramı nedir? Duygu ve his arasındaki fark nedir? Daha çok ne zamanlar duygulanırız? Duygularımıza sarılabiliyor muyuz? Onları kabullenebiliyor muyuz tarafsızca? Duygularımızı tanımlayıp onlarla tek başına kalabiliyor muyuz? Bazen de olsa kendi kendimize kalabilmeyi başarabiliyor muyuz? Bilmeliyiz ki kendi kendimize kalabilmenin güzelliği başka. Böyle anlarda duygu tahlili yapmak demek, o duygunun yaşamımızı terk etmesi demektir. Bunu şu şekilde yapabiliriz: Öncelikle, kendi kendimizle kaldığımız dönemlerde hangi duygunun bizi sardığını, sarstığını belirliyoruz. Dış sesimizle “Bu yaşamımda, bu bedenimde ……… duygumun şifalanmasına niyet ediyorum.” diyoruz. Sonrasında da bu duygu bir daha sınırlarımız dahilinde olmuyor. Bu duyguyu güzellikle, kolaylıkla evrendeki boşluğa bırakmış oluyoruz. Bu duygu arınmasını yapabilmek için bazen kendimize zaman ayırıp kendi kendimize “Nasılsın? Neler hissediyorsun? Bu olay/durum karşısında bedenim, ruhum hangi duyguyla kaplı?” sorularını soruyoruz. Soruların cevapları, bizi daha rahat bir yaşama hazırlayan etkenler oluyor. Duygu odaklı sorularımızı ve bu soruların cevaplarını istediğimiz gibi hazırladığımız ya da satın aldığımız defterimize yazalım. Deftere yazılanlar, çok daha kolay çözüme ulaşacaktır düşüncesiyle de içimiz rahatlıyor.
Köken Olarak Duygu
'Duygu' ismi, 'duy-' kökünden türetilmiştir. Bu kök, 'duymak', 'algılamak', 'hissetmek' anlamlarına gelir. İsim olarak tercih edilmesinin altında Türk kültüründe 'içsel bilgelik' ve 'hassasiyet' gibi değerlerin etkisi bulunur. Duygu, bireyin ruh hâlinde biyokimyasal (içsel) ve çevresel tesirlerle etkileşiminden doğan kompleks psikofizyolojik bir değişimdir. Kişiye özgü sağlık duyusunu belirleyen temel faktör olup, insanın günlük yaşamında merkezi bir rol oynar. Bu yüzden pek çok bilim dalı ve sanat biçimi tarafından araştırılmıştır. Duyguların sayısı ve sınıflandırılması konusu tartışmalıdır. Etnograflar, her dilde aynı olmayan kültürlere özgü duyguları tanımlamışlar ve bunlar kültüre özgü duygu kavramları olarak adlandırılmıştır. Duygular her dilde ve kültürde farklı ifade edilmektedir. Taşıdığı değer farklılaşmakta, ifade sayısı azalmakta ya da artmaktadır. Bazı dillerde sadece basit ayrımlar varken bazı dillerde duygu ifade ayrımları binlerle ifade edilmektedir. Duygusal ifade ayrımlarına hâkim olan kişilerin topluluk psikolojisinde etkinlikleri artmakta, anlaşılabilme yetilerindeki gelişimlerle daha hızlı ilerleme kaydedebilmekte ve buna bağlı olarak duygusal ayrımların eğitsel entegrasyonu yoğun olan ülkelerde ilerleme daha hızlı olmakta. Duygu ayrımında rekor kırabilecek diller Farsça, Arapça, Çince gibi diller olmasına karşın bu dillerin konuşulduğu ülkelerin eğitsel yoğunlukları az olduğu için başarılı olma oranları çok düşük olan ülkelerdir.
His Ve Duygu Farkı
Duygular, beyin tarafından salınan nörotransmitterler ve hormonlar aracılığıyla etkinleşen bedensel tepkiler, hisler ise duygusal tepkilerin bilinçli deneyimleri olarak tarif ediliyor.
Görevi Nedir?
Kişisel gelişimde önemli rol oynayan duygu dağarcığını geliştirmek için her dilde kullanılan farklı hislerin ifadesi, derecelendirmeler arasındaki doyum farklarının ve hatta karışımlarının bilinmesi için bu ifadeler ayrımlarıyla incelenmelidir. Duygu ve doyum hâllerinde bulunan kişilere takılan sıfatlar konusu da incelenerek duygu konusu kişilikte gelişir.

Kavram Olarak Duygu
Duygu, bireyin iç dünyasında dış uyaranlara karşı oluşan psikolojik ve fizyolojik tepkidir. Psikoloji ve felsefe alanlarında, duygular insan davranışlarını ve düşünce sistemlerini şekillendiren ana faktörlerden biri olarak kabul edilir.
Psikolojide Duygu
Psikolojide duygu, bireyin ruhsal durumunu yansıtan ve davranışlarını etkileyen bir süreçtir. Sevinç, korku, üzüntü, öfke, şaşkınlık gibi temel duygular, insan biyolojisinin ve evrimsel süreçlerinin bir sonucudur.
Sanatta ve Yazında Duygu
Sanat ve edebiyat alanında duygular, eserlerin duygusal derinliğini ve estetik etkisini belirler. Özellikle yazma terapisi (terapötik yazma) gibi uygulamalarda duygular, kişinin kendini ifade etme ve iyileşme sürecinde merkezi bir rol oynar.
Bizde İz Bırakan Dört Temel Duygu
Hayatlarımıza iz bırakan 4 temel duygu olduğu söylenir: Öfke, Üzüntü, Korku ve Mutluluk. Kimi bizi geçmişe, kimi geleceğe sürükler; kimi de yaşadığımız anda olmamızı sağlar.
Plutchik'in Duygu Çarkıfeleği

İnsanlar, beyinleri bunu algılamaya yetecek kadar evrimleştiğinden beri duygularını anlamlandırmaya çalışmışlardır. Bu çabanın en sistematik sonuçlarından birisi, duyguların kategorize edilmesi, gruplara ayrılması ve bir bütün olarak değerlendirilmesi olmuştur. Bugüne kadar William James, Paul Ekman, Richard ve Bernice Lazarus gibi birçok psikolog, duygularla ilgili çeşitli sistemler geliştirmişlerdir. Bu yazımızda ele alacağımız, Albert Einstein Tıp Koleji ve Güney Florida Üniversitesi'nden Robert Plutchik tarafından 1980 yılında geliştirilen Duygu Çarkıfeleği'dir. Plutchik, duyguları 8 temel kategoriye ayırmıştır: sevinç, güven, korku, şaşkınlık, üzüntü, tiksinme, öfke ve beklenti. Daha sonra bu 8 temel duyguyu, 3'lü seviyelere ayırmıştır. Görseldeki çarkıfeleğin her bir yaprağında, her bir duygunun 3 ayrı seviyesini de görmeniz mümkündür. Her bir yaprağın en dış kısmı, bir duygunun en ılıman duygu seviyesine karşılık gelir. Örneğin sükunet, sevincin en ılıman halidir. Yaprağın ortasındaki duygular temel duygu seviyeleridir. Bunlardan 8 tane olduğunu az önce söylemiştik. En içteki kısım ise o temel duygunun en yoğun halidir. Örneğin coşkunluk, sevincin en yoğun halidir. Yaprakların zıt konumları, duyguların zıtlığına işaret eder. Örneğin dikkat dağılması gibi ılıman bir duygunun zıttı, ilgi gibi bir diğer ılıman duygudur. Tabii ki bu zıtlıklar mutlak değildir ve her zaman ilk etapta makul gelmeyebilir; ancak o duyguyla ilişkili diğer deneyimler çerçevesinde düşünüldüğünde neden bu şekilde konumlandırıldığı daha net bir şekilde anlaşılabilir.

Duyguların Karışımı Olan Duygular
Dahası, bu yaprakların arasında kalan duyguları da, o iki yaprağın birleşimi olarak kategorize etmiştir. Bu birleşimlere ikililer adı verilmiştir. Örneğin, sevinç ve güven bir araya gelerek aşkı oluşturur. Hatta bu çarkıfeleğin daha da karmaşık versiyonlarını da geliştirmiştir. Buna göre, insan duygularını şu şekilde ifade etmek mümkündür:
İnsani Duygular
• Optimizm = Beklenti + Sevinç
• Umut = Beklenti + Güven
• Telaşlılık = Beklenti + Korku
• Aşk = Sevinç + Güven
• Suçluluk = Sevinç + Korku
• Haz = Sevinç + Sürpriz
• Teslimiyet = Güven + Korku
• Merak = Güven + Sürpriz
• İçlilik = Güven + Üzüntü
• Hayranlık = Korku + Sürpriz
• Umutsuzluk = Korku + Üzüntü
• Utanç = Korku + Tiksinme
• Zıt Duygular
• Onaylamama = Sürpriz + Üzüntü
• İnanamama = Sürpriz + Tiksinme
• Hiddet = Sürpriz + Öfke
• Pişmanlık = Üzüntü + Tiksinme
• Kıskançlık = Üzüntü + Beklenti
• Aşağılama = Tiksinme + Öfke
• Kinizm = Tiksinme + Beklenti
• Marazilik = Tiksinme + Sevinç
• Sinirlilik = Öfke + Beklenti
• Kibirlilik = Öfke + Sevinç
• Baskınlık = Öfke + Güven

Kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org
https://www.instagram.com
https://evrimagaci.org
Bu haber 127 defa okunmuştur

:

:

:

: