KİMLER TAKINTILI KİMLER DEĞİL?

Saklanmak Mı Ortaya Çıkmak Mı?

Saklanmak Mı Ortaya Çıkmak Mı?

Geçtiğimiz günlerde film izlemek için filmlere bakarken ‘Takıntılar’ sözcüğü ilgimi çekti. Bazen, kendimizde, çevremizdeki insanlarda anlık da olsa farklı davranışları gözlemleyebiliyoruz. Senelerdir okulda olsun; işimin dışında çevremdeki insanlarda olsun birtakım takıntılı durumlar gözlemlemişimdir. Tüm bu davranışların bu insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin de oldukça çok olduğunun bilincindeyim. Elimden geldiğince onları anlamaya, yapabileceğim kadarıyla rahatlatma yöntemlerini onlarda uygulamaya çalıştığımın da farkındayım. Böyle anlara tanıklık yaptığım zamanlarda, nefes tekniklerini ya da en kolay meditasyon tekniklerini onlarla paylaşmaya çalışıyorum. Nefes, olumlama, meditasyon gibi uygulamalar, yaşamımızı kısıtlayan, bizi insanlardan uzaklaştıran bu gibi bozuklukların az da olsa üstesinden geliyor diye düşünüyorum. Bir de insan, yaşadığı durumu fark etmeli, kabullenmeli ve kendini yanında rahat hissettiği kişilerle paylaşmalı. Böylece, kendini toplumdan uzaklaştırmamış oluyor Bizler de bu durumları yaşıyorsak, saklanmayı mı; yoksa ortaya çıkıp her şeye rağmen ben de buradayım demeyi mi seçiyoruz? Lütfen, kendimize ve çevremizde olup bitene duyarlı olalım ve empati kurmanın ruhen insanda bıraktığı güzelliği yaşayalım!

‘Takıntılı’ Filmi

On yaş ve üzeri izleyici kitlesi için uygun olan Takıntılar filmi, Fransız yazar Laurent Baffie’nin “Toc Toc” adlı tiyatro oyunundan uyarlanıyor. Obsesif kompulsif bozukluğu olan altı kişi ünlü psikiyatr Orhan Kerim Baykal’dan randevu alır. Ancak altı hastanın randevularının çakışması işlerin karışmasına neden olur. Üstelik, doktor da ortalarda yoktur ve bu hastaların kendilerini beklenmedik maceraların içerisinde bulmasına neden olur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan, takıntılı düşüncelerin günlük yaşamı etkileyecek, günlük aktiviteleri kısıtlayacak düzeye gelmesidir. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler (obsesyonlar) nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin yarattığı anksiyete bazı hareketleri ya da rutinleri acil olarak gerçekleştirme ihtiyacına (kompülsiyonlar) neden olur. Ritüeller takıntılı düşünceleri önleme veya akıldan uzaklaştırma girişimiyle yapılır. Tekrarlanan hareketler gerginliği geçici olarak durdurur, obsesif düşünceler tekrar oluştuğunda kişinin bu hareketleri hemen tekrar etmesi gerekir. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler saplantılarının ve takıntılarının gerçek dışı veya manasız olduğunun farkında olabilirler, fakat kendilerini durduramazlar. Son yıllarda yapılan araştırmalarda OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Genellikle, ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın; okul öncesi çağdaki çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir.


Okb (Obsesif Kompülsif Bozukluk) Belirtileri
Obsesyon ve kompulsiyonlar toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ve tüm dünya toplumlarında en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri aşağıda örnekler verilerek sıralanmıştır.

Yaygın Obsesyon Belirtileri:
• Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma
• Başkasına zarar vermekten korkma
• Hata yapmaktan korkma
• Rezil olmaktan veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma
• Günahkar düşünmekten korkma
• Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı
• Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı
Yaygın kompülsiyon belirtileri:
• Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama
• El sıkışmayı veya kapı koluna dokunmayı reddetme
• Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
• Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma
• Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme
• Belirli bir sıraya göre yemek yeme
• Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma
• Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama
• İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı
• Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme
• Tıbbi açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olmalıdır.
Obsesif-Kompülsif Bozukluk Nedenleri
Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.
Genetik Nedenler
OKB’li hastaların anne-babalarında ve diğer birinci derece akrabalarında OKB’nin sık olarak görülmesi hastalığın genetik olabileceğini düşündürmektedir.
Beyin işlevlerinde Bozulma ve Serotonin
Beyin üzerinde yapılan araştırmalarda beynin bazı bölgelerinde ve özellikle de beyin içindeki sinirsel iletimde önemli rolü olan serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk saptanması bunların OKB’nin nedeni olarak araştırılmasına yol açmıştır.
Çocukluk Çağı Travmaları
Çocukluk çağı travmalarına (örneğin, cinsel istismar) maruz kalanlarda ileri yaşamlarında önemli bir stres yaşantısı ardından OKB’nin ortaya çıkabilmesi erken çocukluk dönemlerinin OKB gelişiminde önemli rol oynadığını göstermektedir.
Kişilik Özellikleri
Kişilik yapısı olarak titiz, kuralcı, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi özelliklere sahip olan kişiler OKB’ye yatkın kişiler olarak değerlendirilmektedir.
Okb Nasıl Tedavi Edilir?
OKB kendi kendine geçmez, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir. En iyi tedavi yöntemi, ilaç ve bilişsel davranış terapisidir. Kronikleşme yani müzmin hale gelme olasılığının yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır. Erken teşhis her zaman tedavi süresini kısaltır.

Kaynaklar:
https://www.beyazperde.com
https://tektiklabilgielinde.saglik.gov.tr

Bu haber 129 defa okunmuştur

:

:

:

: