Senelerdir öğrencilerime mutluluğun soyut bir kavram olduğunu anlatıyorum. Sınıfta onlardan soyut kavramlara örnekler vermelerini istiyorum. Kısacası, soyut anlamı anlatırken kendi örneğim, her zaman mutluluk olmuştur. Mutluluk, elle tutulamaz, gözle görülemez. Mutluluk, göreceli bir kavramdır. Mutluluğu kime sorsak; hep başka başka yanıtlar alırız. Öyle değil midir? Mutluluk size göre neyi/neleri ifade ediyor? Peki, mutluluk sadece, aşkla mı bağlantılıdır; yoksa bizler mi aşkla mutluluğu birbirine sıkıca bağlıyoruz? Aşk, mutluluk getirir mi? Aşkın kimyası nedir? Aşkın kimyasına karışan neler vardır? Bunları fark edebilme şansımızın oranı nedir? Fark ettiğimiz zaman, bizlerde ne gibi değişiklikler oluyor? Mutlu aşk da var mutsuz aşk da. Birçok mutsuz aşkınız olur; ama sonrakinde, hiç tahmin etmediğiniz şekilde, mutlu olursunuz. Mutlu olmak için biraz da uyum sağlayabilmek gerekiyor. Biraz da o yanımızdaki kişiyle geçinmek niyetinde olmak düşüncesiyle yaşamı karşılamak gerekiyor. Yaşama, karşımızdakilere, yanımızdaki kişiye sevgiyle bakmak, son anımıza kadar bize keyif veren, bizi mutlu eden ne varsa, kim varsa ona sarılmak lazım.
EN BÜYÜK MUTLULUK
Mutluluk, her yerde. Mutluluk, insanoğlunun hücrelerinde gizli. Mutluluğun bir seçim olduğunu asla unutmayalım. Bir gün iş yerinde zorlandığınız bir işi layıkıyla yaptığınızda, bir türlü öğrenemediğiniz dersi öğrenmeyi başardığınızda, sevginizi anlatamadığınız birine sevginizi anlattığınızda, senelerce hayalini kurduğunuz geziye çıktığınızda, almak istediğiniz elbiseyi, mücevheri ya da ayakkabıyı aldığınızda, okulunuzdan mezun olduğunuzda, hastalığınız sonlandığında, evinizdeki rahatsızlanan sessiz dostunuz sağlığına kavuştuğunda, çocuğunuz yüksek not aldığında, size sevgiyle bakan, sizi koruyup kollayan bir anneye ve babaya sahip olduğunuzu anladığınızda, gelmesini dört gözle beklediğiniz bir akrabanız az gün de olsa sizi görmeye geldiğinde, ünlü bir şarkıcının konserine gittiğinizde, istediğiniz bir kitabı okumaya başladığınızda, yeni bir telefon satın aldığınızda, özel bir günde armağanlara boğulduğunuzda, bir şarkının sözlerinde kendinizi ve yaşamınızı bulduğunuzda mutlusunuzdur.
En büyük mutluluğum, ben ilkokul çağındayken nenemin bana ve ablama güven arz eden pembe renginde, tozpembe, çanta almasıydı. Ablamın çantası, benimkinden daha büyük, kolay açılıp kapanabilen, biraz parlak, kare dikdörtgen arası, askılıydı. Benim çantamsa, küçük, ovalimsi, açıp kapamak için önünde bronz tokası olan, kabarcıklı, pütür pütür ve askılıydı. Ortak yönleri, tozpembe oluşlarıydı. Yaşamımda hiçbir zaman unutamayacağım bir armağandı. Eminim, ablam için de öyledir. İki senedir pembe renk, tekrardan moda oldu. Fakat ben, hala o çantadan bulamadım. Benim mutluluğum, o dönemde, o karede donup kalmış. Kendime yeni bir şey aldığım zaman ya da bana armağan geldiği zaman, o bağlamdaki nenem, ablam ve kendimi düşündüğümde tam anlamıyla mutlu olamıyorum. İşte, anlatmak istediğim tam da bu. Mutluluk, yaşantımızda gizlidir. Mutlu olmak/olmamak, bizimle, duygu durumumuzla alakalı.
MUTLU OL/OLMA
Şarkılarda kendinizi, mutluluğunuzu, mutsuzluğunuzu bulduğunuz anlar hiç yok mudur? “Şarkının dili yoktur; ruhu vardır.” Başlıklı bir yazı gördüğüm an, hemen bu yazının içeriğine baktım ve aslında o an, mutsuzluğumu anlatan bir şarkıyı yakaladığım için mutlu oldum. Neden mi? Bazen mutsuz olduğumuz anlarda çok daha doğru düşünebiliyoruz. Mutsuz olunan anlarda bile nefes aldığımız, dinlediğimiz şarkı sözlerini takip edebildiğimiz, o şarkının sözleri karşısında gözyaşı dökebildiğimiz için mutluluğu yaşayabilmeliyiz. Açıkçası ben, Ivi Adamou’ nun söylediği Yunanca şarkının sözlerinde bulduğum mutluluğu, şarkı sözlerini sizlerle paylaşarak anlatmak istiyorum. Çünkü, bu şarkının sözlerinde daha büyük bir acı yaşanıyor. Oysaki, benim gözyaşlarımda saklı olan bu sözler değil. Bunun için mutluyum.
“Mutlu ol.
Yeni aşkınla
Mutlu ol.
Bana acı çektirdiğin için
Mutlu ol.
Ama, benden uzak dur.
Çünkü aşkım,
Sana önceden böyle söylemiştim.
Bir gün, bir yerde
Onu seninle görürsem,
Delirip
Ölene kadar ağlayacağım.
Mutlu ol.”
Şarkıda bazen mutlu ol; bazen de sadece mutlu… diyor, şarkıcı. O boş bıraktığı yerde sanki olma yazıyor gibi bir bakış var ağlamaklı yüzünde. Bu şarkıcının yüzündeki o hüzünlü sonuç, sizin sonucunuz değil diye de mutlu olmak için bahane yaratabilirsiniz.
Mutluluğu başkasında aramayın. Kendinizde, yaşamınızın detaylarında, güzel yazılmış dizelerde, şu anda, nefes alış verişlerinizde, yürüyebilmenizde, konuşabilmenizde arayın. “Şöyle böyle olursa; mutlu olacağım.” Demeyin. Neden mi? Bu tümceyi söylediğiniz anı kaçırıyorsunuz demektir de ondan. Ne yaşarsanız yaşayın bilin ki her şey düzelecek. Siz, daha olumlu, mutlu olursanız; çevrenizde kim varsa, onlar da sizden etkilenip sizin gibi olacaklar. Önce, ben kimim, bu yaşamdaki görevim nedir, bu yaşamdan neler bekliyorum? Sorularını kendimize soralım. Sonrasında da kendimizi tanıdığımız için seçimlerimiz, hep mutluluk tarafından olacaktır.