BİR GİRİŞİMCİLİK ÖYKÜSÜ*PEYNİRİN BÜYÜSÜ

Peyniri tabakta hiç böyle görmediniz. Benden tam puan alan sadece peynir tabakları değil tabii ki.

Peyniri tabakta hiç böyle görmediniz. Benden tam puan alan sadece peynir tabakları değil tabii ki. Bir vesileyle kendisiyle tanıştığım Aslıhan Taylan’ı biraz araştırmaya başlayınca sosyal medya hesaplarında güzelim, enfes, dünyanın birçok ülkesindeki peynir tabaklarını aratmayan; sonrasında da görselliğiyle tadının bir olduğu peyniri tanıdım. Peyniri, senelerdir, adamızda olsun, ziyaret ettiğim ülkelerde olsun tanıyordum. Fakat, böylesine değildi bu tanışıklık. Bu tanışıklık, gurur verici, ülkemdeki değişimin, gelişimin, lezzet demetinin ta kendisi. Aslıhan Taylan’ı peyniri bize bu şekilde, daha albenili tanıttığı ve sevdirdiği için gönülden kutluyorum. İnsan, bu peynir tabaklarına baktığı zaman, büyüleniyor. Yemese de öylesine süs kalsa bu tabaklar, diyor.
Aslıhan Taylan
1979 yılında Lefkoşa’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Lefkoşa’da okuduktan sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim bölümünü bitirdi. 1988 yılında, baba mesleği olan peynirciliğe başladı. Aslıhan Taylan, şöyle anlatıyor: “Annem ve babam, küçük bir işletme kurarak başladılar. Hepimiz, onların mücadele ve üretimine dahil ve şahit olarak büyüdük. 2000 yılında, büyük emekler ve özveriyle yaptığımız daha büyük bir imalathaneye taşınarak işimizi geliştirmeye devam ettik ve üniversite bitip de döndükten sonra, işletmenin başına geçerek bizim için büyük bir hedef olan, peynir ihracatlarını yedi sene kadar gerçekleştirdik. İç piyasaya ihracat yoğunluğundan veremediğimiz ürünler vardı. Zamanla ihracatımız azaldı ve iç piyasaya devam ettik. Fakat, değişen çağla birlikte sosyal medyanın ve bu neslin beklentileri için yenilikçi ve girişimci, yaratıcı fikirler ortaya koyarak farklı bir üretim modeli geliştirdim. Yeni bir marka olan Cheese Box’u kurdum. Tabii, aldığım eğitimin de etkisi büyüktü. Sonrasında da iki yıl önce işimi destekleyici olması açısından ikinci üniversite eğitimi alarak Aşçılık bölümünü bitirdim. Böylece, aynı sektörde kalarak kendime farklı alan ve iş modeli geliştirdim.”
Girişimcilik Öyküm
Birden, aile işletmesi olarak peynir üretiminde çağın ve dolayısıyla insan yaşamının farklılaşmasıyla bir pazarlama satış ve en önemlisi kişiye özel olacak ürünler yapmak fikri doğdu. Tabii, beni bu yöne iten birçok etken vardı. En önemlisi, değer gören ve satışını direkt tüketiciye yapacağım bir model olmalıydı. Bu işletmeye başka bir pencereden bakarak ürün yaratmak hiç de kolay olmadı. Bu fikri geliştirmek, peynirleri üretmek, diğer yan ürünlerle birleştirmek; hatta neyin içinde sunacağım bile belirsizdi.
Özel Reçeteler
Başlarda, etrafımdakiler bu işi hayal edemediler. Nasıl olacak, hiç yapılmamış denenmemiş bir fikir olur mu öyle şey? Deneyip göreceksin? Kim para verir? Gibi sorular geldi. Başta, 2017-2018’de, peynirleri üretmeye başladım. Tabaklara ne koyacaktık, tabaklar nasıl düzenlenecekti? Hepsi, özel reçeteler olmalıydı. El yapımı artisan, özel olmalıydı. 2019’da, yeni yılda, hiç unutmuyorum, mutfağın bir köşesinde internetten gelen siparişlerimi tek başıma hazırlamaya başlamıştım. Yine o yıl, dokuz adet tabak sipariş almıştım. Daha sonra, yavaş yavaş siparişler, hızlanmaya başladı. Reklamları artırdım ve takipçilerime partileri için hediye kutuları hazırlamaya başladım. Giderek arttı. Özverimi, sabrımı ve inancımı hiçbir zaman kaybetmeden bugüne geldik.
‘Geçmişe Dönsem’
Geçmişe dönsem, o zamanda bu fikri yapsam, bence talep görmeyebilirdi. Bu tip yenilikçi fikirler neslin değişimiyle, toplumun değişimiyle kabul görebiliyor. Ben, peynir kutularını ilk yapmaya başladığımda, önce görseli tanıtmam, ürünün şeklinin ne olduğunu tarif etmem gerekiyordu. Sosyal medya olmasa, ilerleyemezdik. Örneğin; insanlar, paket pasta alabilir, paket yemek çağırabilir. Amaİ peynir tabağı nasıl olurdu? Zaman içinde, yaptıklarımızı anlatarak internet reklamlarıyla geliştirdik. Yirmi, otuz sene önce, bu düşünce yoktu. Sadece, hellimi ve peyniri pakette alma fikri vardı.
Girişimci olmak, eğer birileri yaptı diye bilmedikleri; ama beğendikleri bir işe girişirlerse mutsuz olabilirler. Kadın olarak bir işe girişmek daha çok inanç, tam özveri, fedakarlık gerektiriyor. Finansal güç yoksa, cesaret bile olsa, herkesten on kat fazla çalışmak gerekiyor. İnsan, mücadeleye hazır olmalı. Aslında, işi büyütmek değil; daha özel butik üretimlerle küçültüp değerli hale getirmekti, hedefim. Değişen satış modeliyle lojistik olarak da değişen kargoculuk sistemine geçiş yaptık. Kargo şirketleriyle teslimatı çözümledik.
Bir Öykün Varsa…
Günlük iş rutinimde her sabah, eksikleri belirleme, günlük gelen ön siparişlerin üretim ve teslimat planlamasını yapmaktır. Birçok farklı üretimler yaptığımızdan peynirli salatalar, peynir tabakları ve hediye kutuları, detay işler ve her birinin malzemelerini toparlamak, müşteriye saatinde teslim edebilmek için iyi ve doğru zamanlama yapmak, çok önemlidir. Motivem, inancım ve tüm olumsuz koşullarda bile irade gösterip pes etmemem, beni her zaman ayakta tutmuştur. Her şeyin bir çözümü vardır, bir yolu vardır, düşüncesindeyim. Yaptığın işe inancın ve o işle bir manevi bağın, bir öykün varsa; motivasyonun da olur. Önümüzdeki beş yıl içinde beni neler bekliyor bilmiyorum. Ülkemizde her sene şartlar, pek aynı olmuyor; değişiklik gösteriyor. Bizim gibi butik üretim yapan işletmeler, fazlasıyla olumsuzluklardan etkilenebiliyor. Her an, her koşula hazır olamıyoruz. Hatırlarsanız, geçmiş yıllarda da birlikte yaşadığımız bir pandemi dönemi vardı. Daha çok tüketiciye ulaşabilmek ve yeni çeşitli ürünlerle bir adım daha yürüyebilme düşüncesi içindeyim. Ürün üretim sürecini planlamak, sabit ürünlerimiz yıllar içinde oluştu ve onların satış hızına göre takviye üretimlerle gerçekleştiriyoruz. Talep geldikçe artıyor ya da azalıyor. Mevsim de etkiliyor. Aslında, hava sıcaklıkları, süt kalitesi gibi durumları da göz önünde bulunduruyoruz. İki ay öncesinde de aktif satış tarihleri içerisinde de ek üretim yapıyoruz. Örnek verecek olursak; ekim, kasım, aralık ayları satış artışının olduğunu biliyoruz ve bu tarihler için üretim şeklini belirliyoruz.




Bu haber 28 defa okunmuştur

:

:

:

: