Latin Amerika ve Karayipler'de dikkatimiz daha ziyade Venezuela'ya yönelmiş durumda. Ancak aynı bölgede senelerdir daha kötü durumda olan, 2021 sonrasında çetelerin hakimiyetine geçen, 12 milyon nüfuslu bir başka ülke mevcut. Haiti'den bahsediyorum. 2023’ten beri uluslararası toplumun yardım etmeye gayret ettiği, ancak bir şey değiştiremediği Haiti sadece uçurumun dibine gelmiş değil, aşağı doğru yuvarlanıyor.
Latin Amerika ve Karayipler'de dikkatimiz daha ziyade Venezuela'ya yönelmiş durumda. Ancak aynı bölgede senelerdir daha kötü durumda olan, 2021 sonrasında çetelerin hakimiyetine geçen, 12 milyon nüfuslu bir başka ülke mevcut. Haiti'den bahsediyorum. 2023’ten beri uluslararası toplumun yardım etmeye gayret ettiği, ancak bir şey değiştiremediği Haiti sadece uçurumun dibine gelmiş değil, aşağı doğru yuvarlanıyor.
* * * *
Geçtiğimiz iki yıl içinde, Kenya önderliğinde 2 bin 500 kişilik polis/asker gücünün desteğiyle çetelerin hakimiyetine son verilmesi çabalarından maalesef bir sonuç elde edilemedi. Bu gücün Haiti'nin güvenlik ve asayiş sorunlarını çözemeyeceği anlaşılınca, 2025 Eylül’de BM Güvenlik Konseyi bünyesinde tamamen askeri yeni bir güç oluşturulması ve 2026 ilkbaharından itibaren adada konuşlandırılması için mutabakat sağlandı.
* * * *
Haiti’ye ilk kez 2007’de BM Barış Gücü askerleri yollandı. 13 yıl adada görev yapan Brezilya önderliğindeki uluslararası güç bekleneni veremedi. Bir çok ihlal ve skandala konu oldu. Hatta ülkeden ayrılmalarını Haiti halkı memnuniyetle karşılandı. Bununla birlikte BM askerinin ayrılmasıyla ortaya çıkan boşluğun zayıf ve etkisiz durumdaki Haiti polisi tarafından doldurulamadığının da not edilmesi icap ediyor.
* * * *
Haiti’de fevkalade kötü güvenlik ve asayiş koşullarından ötürü 2016 yılından sonra seçim yapılamadı. 2021 yazında cumhurbaşkanı Jovenel Moise'in öldürülmesinden bugüne, Haiti, yeni devlet başkanını seçemiyor. Bu sarsıcı suikastın ardından 3 yıl görev yapan Başbakan Ariel Henry döneminde, çetelerin hakimiyetine son verilmesi ve ülkenin seçimlere hazır hale getirilmesi yine mümkün olamadı.
* * * *
Başkent Port au Prince'in yüzde 85’ini ele geçiren ve birleşerek güçlerini arttıran çetelerin zorlamasıyla istifa etmek zorunda kalan Ariel Henry’nin ardından, CARICOM (Caribbean Community) ülkeleri ve ABD’nin ön almasıyla, yönetim 2024 ilkbaharından itibaren yedi kişilik bir Başkanlık Konseyi’ne bırakıldı. Konseyin atadığı başbakan Garry Connille beş ay görevde kalabildi, ardından Alex Didier-Fils Aimé görevi devraldı.
* * * *
Başkanlık Konseyi'nin liderliğini geçtiğimiz ağustos ayında devralan iş adamı kökenli Laurent Saint Cyr’in’in işi hayli zor, kendisinden 2026 ağustos ayında, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri düzenlemesi bekleniliyor. 2025 yılı sona ererken önümüzdeki büyük Haiti resmine baktığımızda, bu beklentinin neredeyse “imkansız görev” mahiyetinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
* * * *
Çeteler 2023 ağustos ayında “Viv Ansamn” (birlikte yaşam-vivre ensemble) adıyla bir araya geldi. G-9 adlı çete ve başındaki “barbekü” lakaplı Jimmy Cherizier sadece ülkesinde değil tüm bölgede tanınan medyatik bir haydut. G-PEP ise rakip çete konumunda. 2002 yılında 100 kadar çete bünyesinde 3 bin çete üyesi mevcut iken, iki ana çete ile diğerlerinin birleşme sonrasındaki sayıları 12 bin civarında. Başka kaynaklar sayıyı 20 bin olarak veriyorlar.
* * * *
Çetelerin yol açtığı asayiş sorunları nedeniyle Haiti'de 2022 yılından günümüze 20 bin civarında insanın hayatlarını kaybettikleri biliniyor. Sadece 2024 yılında 5600 kişi ölmüş (BM kaynaklarına göre ölenlerin yarıya yakını güvenlik güçlerinin operasyonları sırasında hayatlarını kaybetmiş). Evlerinden ayrılmak zorunda kalanlar 1,3 milyona yaklaşmış Yine BM yetkilileri, 2025 yılında da ölü sayısını 6 bin civarında olduğu tahmin ediyorlar.
* * * *
Haiti ile ilgili bu kadar moral bozucu şeylerin ardından güzel bir şey ekleyerek yazıyı bitireyim. Haiti milli futbol takımı 52 yıl aradan sonra 2026 Dünya Kupasına katılma biletini kapıverdi. Maçlarını da ülke dışında Curacao’nun (Hollanda'ya bağlı Karayip adası) sahasında oynadığı halde. Bu arada, Trump’ın son defa yasakladığı 12 ülkeye Haiti de dahil olduğundan taraftarların ABD vizesi alamayacaklarını vurgulamak gerek. Bence buna da şükretmek lazım. Ya oyuncular ve idareciler de, maazallah, yasaklara dahil olsaydı...