AK partinin Talat’a takozu

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ikinci kez aday olduğu cumhurbaşkanlığını ilk turda ve 400 oy farkıyla kıl payı seçimi kaybetmesi çözüm ve barış mücadelesi veren kişi ve toplumu adeta şoke soktu.

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ikinci kez aday olduğu cumhurbaşkanlığını ilk turda ve 400 oy farkıyla kıl payı seçimi kaybetmesi çözüm ve barış mücadelesi veren kişi ve toplumu adeta şoke soktu. Nedeni ise 30 yıldan buyana çözüm karşıtı statükonun devam etmesini konfederasyonu savunan UBP Genel Başkanı Başbakan Sn Derviş Eroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi oldu. Öncelikle açılan yeni dönemin cumhurbaşkanlığına seçilen Sn Eroğlu’nu kutlarım. Genel seçimler öncesi de yazmıştım Eroğlu’nun gidişi hüzünlü dönüşü muhteşem olmuştu. Üç kez aday olan Sn Eroğlu dördüncü kez adaylığında ise kıl payı kazanarak birinci turda Cumhurbaşkanı olarak ikinci kez gelişi muhteşem oldu kutlarım.
Hatırlayalım 2003 yılında referandum hakkını halkın elinden alan Kıbrıs’ın AB’ye girmesinin lokomotifliğini yapan zihniyet 2005 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde son buldu Sn Mehmet Ali Talat Cumhurbaşkanlığına getirilerek statükocuların az da olsa kanatları kırılmıştı. Referandumda Kıbrıs Türk halkına evet çıkması halinde izolasyonların kaldırılması sözü veren Avrupa Birliği sözünü tutmaması Kıbrıs Türk Halkı kendisini kandırılmış olarak görme psikolojisini iyi kullanıp hamaset nutukları atan AB ve çözüm karşıtı egemen güçler sonunda başarıp çözümsüzlüğe demir atmış oldular. Yani kaybetmenin suçlusu AB diye lanse ettiler 2005 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 55 oy alan Sn Talat’a bu oylarda TC kökenli yurttaşlarında büyük oy oranı vardı. O dönemde TC kökenli vatandaşlara bir anda bravo ve alkış tutuşmuştu. 2010 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sn Talat’ın kaybetmesi ve Sn Eroğlu’nun kazanmasının suçlusu bulundu, kaybedilmenin günah keçisi TC kökenli yurttaşlarımız oldu. Oysa beş yıl önce övgüler yağdırılmıştı onlara beş yıl sonra ise günah keçileri oldular.
Her seçim boyunca bu kişiler devamlı malzeme yapılmakta mitinglerde biri dünya vatandaşları olacak diyor diğeri ise gemilere konup gönderilecek, nutukları atılmıştı. İki söylem arasında bocalayan zaman, zaman boşlukta kalan bu insanlarımıza vatan, millet, bayrak nutukları ile adeta damardan girip milliyetçi duygularını kabartarak oylarını lehlerine çevirebildiler. Nedeni ise hayatlarında çoğunun sol partiye ilk kez oy vermeleri ile iktidara taşımalarına rağmen bu insanlar unutuldu ayrıca tu kaka yapıldı, AB’nin verdiği sözlerin yerine getirmemesi öz güvenliklerini kaybetmelerine neden oldu sadece onlar değil yapılan seçimde Talat’ın kaybetmesinde en büyük etkenlerden biri Avrupa Birliği zira Türkiye Hükümeti devamlı AB Kıbrıslı Türklere evet karşılığı olarak kandırıldığını açıklamaları Kıbrıs’ta etkisini gösterdi.
İkinci ise Türkiye Hükümetinin ak partisi oldu hatırlamak gerekir 2003,04, 05 seçimlerde Kıbrıs’ta çözüm için çözüm güçlerini destekleyen AKP hükümeti geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimde UBP’nin tek başına iktidara gelmesinde göz yumdu diyebiliriz ayrıca Cumhurbaşkanı seçiminde yaptığı açıklamalar ayrıca AKP belediye başkanlarının özelikle TC kökenli vatandaşlar arasında bulunmalarına karşı CHP, MHP belediye başkanlarının da adeta çıkartma yapmaları bir nevi Türkiye’de AKP, CHP ve MHP kısacası ulusalcıların arasındaki çatışma ve rakipleşmelerin Kıbrıs’ta hesaplaşmalarıydı. Talat’ın kaybetmesi ile aslında Türkiye’de AKP’nin kan kaybetmesi demektir. Zira Türkiye’de yaşanan ulusalcı ve AKP arasında 2003 yılının rövanşını 2010’da kazanılması idi. Ama barışa darbe indirildi diyebiliriz veya barış uzayacak da diyebiliriz.
Bu haber 36 defa okunmuştur

:

:

:

: