Neyin ispatı ?

 

LONDRA’DA haftalardır, “Arkası Yarın” gibi bir mahkeme sürüyor..

Mahkemeyi açtıran, acılı bir baba.. Oğlunu bir trafik kazasında kaybeden , İngiltere’nin ve dünyanın sayılı lüks mağazaları arasında ilk sırada gelen, Harrods’un sahibi bu acılı baba; Muhammed Al Fayed..

Oğlu Dodi ile Prenses Diana’yı tanıştıran, özel yatını Prenses ve iki oğlu için hazırlatan, iki gencin yakınlaşmasını elleriyle hazırlayan bir baba..

Ve bu beraberlik, 10 yıl önce bir trafik kazasıyla trajik şekilde noktalanınca, Kraliyet Ailesi ve Gizli Servisleri “Hem oğlu, hem müstakbel gelini”ni öldürtmekle suçlayan bu acılı baba, şimdi bir tek şeyi ispata çalışıyor..

“Prenses Diana ile Dodi Al Fayed, birbirine deli gibi aşıktı.. Öldükleri gün nişanlanmıştı, evlilik hazırlığındaydı.. Ve Diana hamileydi”

 Muhammed Al Fayed, Kraliyet ailesinin, tahtın varisi Prens William’ın annesinin bir Müslümanla evlenmesine asla izin vermeyeceğinden yola çıkarak, 36 yaşındaki talihsiz prenses ve 41 yaşındaki “playboy” oğlunun öldürüldüğü iddiasını, sonunda İngiliz Yüksek Mahkemesine taşımayı başarıyordu..

Otomobili kullanan sürücüyle birlikte 3 insanın hayatına mal olan kaza, aradan geçen 10 yıldan fazla zamana rağmen İngiliz ve dünya kamu oyunu hala yakından ilgilendiriyor..

Yüksek Mahkemede, hemen hemen hergün bilinmeyen, sansasyon yaratacak bilgiler açıklanıyor..

Birkaç gündür bugüne kadar ancak birkaç kişinin gördüğü, özel mektuplar mahkemeye delil sunuluyor..

Baba Al Fayed’in “Baş suçlu” dediği, Kraliçe’nin kocasi  Prens Philip’in gelinine, Prenses Diana’nın kayınpederine yazdığı mektuplar okunuyor..

Savunmanın ispat etmek istediği, “Sevgili Baba” diye başlayan, kocası Prens Charles ile evliliğini tamir etmeye çalışan bir kayınpederin gelinine yazdığı samimi, içten, sevgi dolu satırların, iddia edildiği gibi ortada nefret dolu bir ilişki olmadığı..Aksine, gelin-kayınpederin çok iyi anlaştığı, birbirini sevdiği..

 

Ertesi gün okunan ise, Diana’nın yazdığı,  “Canim sevgilim Dodi” diye başlayıp, “ Bana  yaşattığın büyülü günler için teşekkür ederim.. Bir civcivi çok mutlu ettin, sana yeterince teşekkür edemem” diye başlayıp, “ En büyük aşkla” diye biten  mektupları..

 

Ortada bir mektup savaşı dönüp , duruyor..

Bu mektupların varlığı, ilk kez kamuya açıklanıyor..

Al Fayed cephesi,bu mektuplarla  iki gencin birbirini derin bir aşkla sevdiğini, evlenme hazırlığında iddiasında..

Kraliyet cephesi ise, Prens Philip ile Diana’nın baba-kız gibi birbirini sevdiğini, iddiaların aksine, aralarının “çok iyi” olduğunu gösterme çabasında.

İngiliz yazılı ve görsel basınında, çarşaf çarşaf bu mektuplar, şahitlerin gözyaşlarıyla verdiği ifadeleri.. Dodi ve Diana’nın ölmeden önceki son fotoğrafları, son videoları..

Yıl 1997... Prenses Diana, tüm canlılığı, güzelliği ile bir mayın tarlasında.. Yüzündeki şildi ile..

Veya son gecesinde kapısından çıktığı Paris’teki Ritz Otelinin asansör ve lobisinde..

Sanki birkaç ay önce çekilmiş gibi, öyle canlı, öyle hakikatten uzak..

Tüm ispatlanmak istenen, bir tarafın iddiasi, Prenses ve Dodi’nin birbirini sevdiği, ilişkilerinde ciddi oldukları..

Diğer tarafın iddiası ise, Prens Philip’in gelininden nefret etmek bir yana, onu kızı gibi sevdiği, Diana’nın da O’nu babası gibi sevip-saydığı..

Adeta bir pin-pon maçı..

Top, bir  davacı tarafında..

Bir savunmada..

 

Jüri önünde görülen mahkemenin bu haftaki son günleri, oldukça heyecan yarattı ülkede..

Dodi’nin Prenses Diana için terkettiği eski nişanlısı, Amerikalı model Kelly Fisher, gözyaşlarıyla verdiği ifadesinde, nasıl tanışıp, birbirlerini sevdiklerini, evlilik hazırlıkları içinde olduklarını anlattı..

Muhammed Al Fayed için , “Oğlundan ayrıldığımı, gazetelerde çıkan Diana-Dodi fotoğraflarıyla anladığımda, baba gibi sevdiğim Muhammed’i aradım.. Bana küfürler etti.. Adeta bir canavar olmuştu.. “ diye bahseden Kelly, Dodi için de “ Babasının yanında küçük bir oğlan çocuğu gibiydi” ifadesini kullandı..

Aynı günün bir başka gözü yaşlı şahidi ise Prenses Diana’nın en yakın arkadaşlarından Rosa Monckton’du..

Al Fayed’in avukatı Michael Mansfield  Q.C’nin saldırgan çapraz sorgusunda, dayanamayıp, hüngür hüngür ağlayan Monckton, “Prensesin hiç bir zaman kalp cerrahı Hasnat Khan’ı unutmadığını, Dodi ile eğlendiğini, iyi zaman geçirdiğini, ne evlenmeye niyeti olduğunu , ne de iddia edildiği gibi hamile olmadığı” ifadesini verdi..

İki tarafı iyi tanıyan 2 ayrı şahit..

En mahrem yanlarına kadar anlatılan, 2 genç insanın yaşamı..

Gizli mektuplar, gizli konuşmalar, yazışmalar..

Artık ne gizliliği kaldı, ne mahremiyeti.. Ne de özelliği..

Bu mahkemenin sonucu nasıl bitecek, kimse tahmin edemiyor..

Ancak, ölenlerin aileleri bunlara nasıl katlanıyor, düşünmesi bile  çok zor..

Önümüzdeki günlerde, mahkemeye ne gibi delillerin sunulacağı, şimdiden merak konusu..

Bekleyip, göreceğiz..

Bu haber 352 defa okunmuştur

:

:

:

: