Yeni yıla girerken

Göz açıp kapayana kadar geçen koca bir yıl..

Ve daha saatlerle ifade edebileceğimiz, birkaç günlük  yepyeni bir yıl..

Adettir.. Her yıla,  istekler, dilekler, beklentilerle girilir..

Sihirli bir değnek sanki değip, bir anda herşeyi değiştirecek sanılır.. Umulur.

Geçen yılın son günlerinde  dünya, Pakistan eski başbakanı Benazir Butto’nun suikastıyla sarsıldı..

Yeni yıla İngiltere, daha yılın ilk saatlerinde işlenen cinayetlerle girdi..

Kenya’dan gelen haberler hiç içaçıcı değil.. Tanrının evi, kiliseye sığınan  çoğu kadın, çocuğun diri diri yakılmasını açıklayıcı söz bulmak çok zor.. “Hayvandan tek farkı düşünen canlı” diye tanımlanan insan oğlunun, kendi cinsinden birini canlı canlı ateşe vermesi, nasıl açıklanır.. Hangi canlı, böyle bir vahşeti yapabilir..Hangi düşünceyle böyle bir eyleme girişebilir..

Diyarbakır’daki bombalı saldırı, yine can aldı.. Aileleri acıya boğdu..

Melun bir elin bastığı bombayla patlayan, bir daha hiç aynı olmayacak şekilde değişen hayatlar..

Geçen sene sadece Londra’da 27 gencin, 20 yaşın altındaki gencecik delikanlının bıçaklanarak, tabancayla vurulması da açıklanacak gibi değil..

Cinayetlerin nedeni bir hiç..

Yanlış yerde, yanlış zamanda bulunmak. Başka bir mahalledeki gruba bağlı olmak.. Veya bir başka sokakta oturmak.. Kısacası, boşu boşuna yitirilen canlar..

Dehşet her yerde, her ülkede kendini hissettiriyor.. Bazı yerlerde daha fazla.. Bizden çok uzaklardakilerden habersiz..
Ateş düştüğü yeri, şehri, ülkeyi yakıyor..

Londra, 1 Ocak sabaha karşı, ilk cinayetiyle sarsıldı.. 2008’e ülkenin dört bir yanında işlenen 5 ayrı cinayetle girdi..

1 Ocak 2008 BBC ana haber bülteni, sırayla  bu cinayetlerin haberleriyle başladı..

Spiker bile “Haber açısından, yeni yıla çok kötü başladık” yorumunda bulundu..

İngiltere’deki Türkçe konuşan toplum, bu cinayetlerde geçen sene 3 gencini kaybetti..

Bıçaklanarak, yakılarak, tabancayla ateş edilerek kara toprağa giren ana-baba kuzuları..

“Edmonton’da yılın ilk günü sabahı bir genç bıçaklanarak öldürüldü” diye duyduğumda, ne yalan söyliyeyim yüreğim ağzıma geldi..

Edmonton, Kuzey Londra’da.. Türkçe konuşan toplumumuzun yoğun yerleşim yerlerinden biri..

Ertesi gün gencin kimliği açıklanıp ,Türk olmadığını duyunca, buruk bir sevince kapıldım..

Ama o gencin ailesini, yakınlarını, arkadaşlarını düşünmeden edemedim.. Daha 17 yaşında henüz delikanlı olmuş bir genç..

Başka bir mahallede oturan gençler çetesinin, elinden kurtulamayıp, yaşıtları tarafından bıçaklanarak, canından oldu..

Leicester kentinde ise yine 17 yaşında bir başka delikanlı, yılbaşı partisinden dönüşte evinin sokağında kırık bir şişe parçasıyla vuruldu, kurtarılamadı..

Diğer 3 cinayet ise yine sebebsiz, nedeni bilinmeyen cinsten..

Gazeteleri okur, TV ve radyolari dinlerken, dehşete kapılmamak elde değil.. Korkunun ecele faydası yok derler. Ne kadar tedbir de alsanız, sizi neyin, nerede, ne zaman beklediğini bilmek olanaksız..

Londra’da eskiden çok az rastlardım.. Bir cinayete veya trafik kazasına, intihara sahne olan yerlere bırakılan çiçeklere..

Şimdi, hemen hemen her mahallede çiçek bahçesine dönen, ancak içinize kasvet kaplatan yerleri görmek mümkün..

İntihar derken, geçen yıl 8 yetişkin vatandaşımızın intihar etmesi, toplumumuzun ayrı bir kanayan yarası..

Uzmanlar, “Copy Cat” denen, birbirini taklit eden intiharların üzerinde duruyor.. Geçen sene 2’si Türk, 3 gencin aynı kilise bahçesindeki ağaçta asılı bulunması, bunun en yakın örneği..

3’üncü intihardan sonra, kilise papazının izniyle ağaç kesilmiş.. İntiharlar bununla bitti mi ? Hayır.. Daha geçen ay bir gencimiz, yine asılı bulundu..

Yılbaşlarında hep mutlu, sevinç, umut dolu haberler verilir..

Gazeteler, geçen yılın önemli olaylarını, acı-tatlı yönlerini verirler.. Ancak, terör arttı.. Cinayetler çoğaldı.. Suç oranları yükseldi..

Dünyanın en kozmopolit kentlerinden Londra’da, gece- gündüz dikkatli olmak zorundayız..

Uyuşturucu kullanımı , çok ucuza satılan tabanca veya silahların kolayca temini, ailelerdeki sorunlar, topluma “dehşet dalgası” olarak yansıyor.

2008’in,  İngiliz ekonomisi için “ Zorlukla ” geçeceği tahmin ediliyor.. Ekonomideki durgunluğu, yüzde 70’lere varan ucuzluk çılgınlığı bile etkilemedi..Sağlıktan eğitime, güvenlikten ulaşıma kadar birçok alanda, köklü reformlar bekleniyor..

Belki bu yıl Başbakan Gordon Brown, genel seçim kararı alır.. Mayıs ayında, ülkede belediye  seçimleri yapılacak..Sonucunu göreceğiz..

2008’in , geçtiğimiz yılı aratmamasını, başta vatanımıza, yaşadığımız ülkelere huzur, barış getirmesi , sağlık, esenlikle dolu geçmesi hepimizin ortak dileği..

İç acıcı haberler duymak dileğiyle..

Bu haber 328 defa okunmuştur

:

:

:

: