Siyasi Ahlak

Yoldan geçen ilk kişiyi çevirin. Tahsilli-cahil, yaşlı-genç, kadın-erkek ayırımı gözetmeden sorun.

Yoldan geçen ilk kişiyi çevirin. Tahsilli-cahil, yaşlı-genç, kadın-erkek ayırımı gözetmeden sorun. 'SİYASET VE SİYASETÇİ DENİLİNCE AKLINIZA NE GELİYOR?'. Yoldan çevirdiğiniz ilk kişinin ve ondan sonra takibeden diğerlerinin cevabının sanki sözleşmiş gibi aynı olduğunu göreceksiniz. Ne yazık ki alacağınız bu cevap; utandırıcı, kaygılandırıcı ve bu asil milletin geleceği açısından ürküntü vericidir. Bugün ülkemizde SİYASET kelimesi; ne yazık ki yolsuzluk, hırsızlık, soygunculuk, güvenilmez ve inanılmazlık kelimeleri ile eş anlamlı olarak algılanmakta ve kullanılmaktadır. Ayrıca, halk arasında yalan, yanlış, eksik ve doğruluğundan şüphe duyulan konuşmalarda 'SİYASET YAPMA' şeklinde tanımlanmaktadır.

Son derece üzücü ve utanç verici olarak değerlendirdiğim bu duruma kadar nasıl gelinmiştir?

Bu durumu kimler ve neden oluşturmuşlardır? Bundan ne gibi faydalar umulmaktadır? Çözülemeyecek kadar büyük bir sorun mudur? Kimler tarafından ve nerede, neler yapılabilir sorularının cevapları aranmalıdır. Çünkü devlet olabilme ve devlet kalabilmenin tek şartı; onu yaşatacak siyasetçilere lâyık oldukları gerçek değerleri kazandırmaktan ve bu değerlere sahip kişilerin siyasi kadroları doldurmasından geçmektedir. Ansiklopedileri karıştırdığımızda 'siyaset' kelimesinin karşısında 'DEVLET İŞLERİNİ DÜZENLEME VE YÖNETME SANATIDIR' ibaresini buluruz. Bunun açık anlamı şudur; siyaseti herkes yapamaz. Herkes istediği veya sevdiği için siyasetçi olamaz. Siyaset yapabilmek için ancak bir sanatkâr seviyesine erişmek, yani yaptığı işi en üst düzede gerçekleştirmek zorunluluğu vardır. Bunu günlük yaşantımızdan örneklerle açıklayalım. Örneğin; Berberlerin gelecekte neyi, nasıl yapacaklarına dair fikir yürütmek, bunun politikalarını tesbit etmek ve kurallarını koymak için çok iyi berber olmak yetmez. Bunun için öncelikle berberlik mesleğini bir sanatkar seviyesinde icra etmek ve bu işten yararlananların olurunu almak gerekmektedir. Bu şartlar yerine getirilmediği takdirde berberlerin iyi temsil edilemeyeceği açıktır. Konuya bu mantıkla baktığımızda dünyadaki en zor ve en kompleks faaliyet olduğu bilinen devlet yönetimi işlerinin, sıradan ve niteliksiz kişiler vasıtası ile yerine getirilemeyeceği gerçeği açıkça görülür. Siyasi güç; diğer Milli Güç unsurlarının lokomotifidir. Onları seçilen milli hedefler doğrultusunda yönetir ve yönlendirir. Bu, güç unsurlarının birbirleri ile koordinasyonunu ve uyum içinde birlikte çalışmalarını sağlar. Bu unsurların bir bütün halinde milli hedeflerimiz doğrultusunda geliştirilmesi için gerekli tedbirleri alır. Bu kadar ağır bir yükü üstlenecek olan siyasetçilerimizin bugün içine düştükleri durumun adını sokaktaki sade vatandaşımız koymuştur. Vatandaşlarımız görünüşe göre haklıdır. Çünkü görünen köy klavuz istememektedir. Yıllardır, 'seçilmek için' yani 'kendisini yönetmek için' karşısına gelen kişiler hep aynıdır. Aynı isimleri yine aynı yöntemlerin uygulandığı bir ortamda karşısında görmektedir. Kimi seçecektir? Nasıl seçecektir? Bu güzel şehitler yurdu toprakların yönetimini kimlere verecektir? Bunun tesbit yöntemi çok basit ve çok kolay. Açın gazete arşivlerini aradığınız bütün bilgileri ve hatta aradığınızdan fazlasını orada bulabilirsiniz.

Bu haber 391 defa okunmuştur

:

:

:

: