İki gün boyunca, Golden Tulip Otel’de, “Girişimciliği” tartışmak amacı ile DAÜ İşletme Bölüm Başkanı Doç Dr Mustafa Tümer ve ekibi ile gerçekleşen organizasyonda bulunduk. Bir uluslararası konferansın ardından akılda kalanlar.

Öncelikle tartışılmasından korktuğumuz, araştırma yapılmasına bile çekinerek baktığımız “Girişimcilik” konusunu uluslararası akademik platforma taşıyan organizasyon ekibine teker teker teşekkür ederim. Sayın Ali Çıralı’ya teşekkür ederim, Sanayi Odasının bu organizasyona göstermiş olduğu ilgi gerçekten önemliydi. Peki kimler vardı kimler yokdu. Ve esasında neden yoktular?

Yıllar önce Ankara’da Turizm Bakanlığının Turizm Eğitimi üzerine düzenlediği konferansa katılmışdım. İki gün sürmüş, sabah ve öğleden sonra oturumlar yapılmış, her oturumda da 4 katılımcı hazırlamış oldukları sunumları yapmışlardı. Benim sunumum en son gün, son saatde idi. Oturum başkanı Sayın Prof Dr Necdet Hacıoğlu. Benden önceki üç sunum bitti ve bana sıra geldi. Benim sunum yapacağım makalenin başlığı “Turizm Bilinci ve Staj”. Sunumun başında salona dönerek bir soru sordum: “Turizm sektörünü temsilen kim var aramızda?”, arkalardan bir kişi elini kaldırdı (yaklaşık 30 kişi civarı idik salonda), oda TUREB Başkanı Şerif Yenen. Bu meslekte benim onun gibi, onunda benim gibi düşündüğünü bildiğim, çok başarılı işlere imza atmış bir kişidir. Sayın Başkan, salona dönerek “ Senem Hanım, hocalığını yapdı, yoklamasını aldı dedi”.

Neden mi aldım; stajdan bahsederken, turizm eğitimini tartışırken, bu konunun esas tarafları yoktular orda da ondan. Hiç mi ilgilenmediler?, Çağrılmadılar mı? Yoksa “her zamanki gibi akademisyenler işte ne işimize yarayacak ki” deyip umursamadılar mı? Her ne kadar kendilerini de yetiştiren ve mezun eden o akademisyenler olsa da.
Şimdi gelelim meselemize, evet herkes orda değildi ama gerçekten ilgilenen, anlamak isteyen, tartışan, yorum yapan ve her şeyden öncede bilgi alışverişi için orda olan bir grup vardı. Lefkoşa’da işlerinin yoğunluğu dolayısı ile gündemleri çok daha önemli meselelerle dolu olduğu için gelemediler. Bazı kurum temsilcileri, hele de konu ile direkt bağlantıları olanlar, belli bölümlerine geldiler ve gittiler. Amerika’dan, Hindistan’dan, Afrika’dan geldiler, programın yoğunluğuna rağmen, aksam saat 7’ye kadar hiç ayrılmadan oturdular, dinlediler ama onlar buradan gelemediler. Olsun onlar kaçırdı ne diyelim.

Ve bir diğer çok önemli konuda konferansımıza, Afrika’dan ilk kez yurtdışına çıkmış katılımcının sözleri damgasını vurdu. “Ben buraya geleceğimi söylediğimde, orası neresi, Yunanlıların, gitme, can güvenliğin yok” gibi telkinlerde bulunulmuş. Buna rağmen “ben geldim ve çok mutluyum, çok beğendim, döndüğümde herkese anlatıcam” dedi. Bundan daha iyi bir cevap olabilir mi ambargolara. Turizmin ve Eğitimin ambargosu yoktur. Heralde bu olay bunun en güzel örneğidir.
Adamın teki yolun ortasında duruyormuş, denilmiş ki: “arkaya bakar ve gidersen, geçmişi öğrenirsin; ileriye bakar ve gidersen geleceği öğrenirsin. Adam oturmuş başlamış düşünmeye. İleri mi gideyim, geri mi gideyim? Tam böyle düşünürken, kamyon çarpmış ve ölmüş.

Önce nerde durduğumuzu bileceğiz, sonrada zamanın öneminin farkına varacağız. Geçmişte sıkışıp kalanlar ile hep gelecekte yaşayanların bugüne hiçbir faydası olmayacaktır. Yolun ortasında durduğunun farkında bile olmayan adamımız, gelecek ve geçmiş derken; kamyon çarptı. Demek ki her şeyin dengesi çok önemli.
Ambargoları yıkmak ise amacımız, işte size en güzel örnek, uluslararası konferanslar. Emeği geçen herkese ve de kurumlara çok teşekkür ederim. Çok güzeldi.
Birde sürpriz vardı konferansta, hatta çok güzel bir haber. 100 Girişimci Kadın....! Haftaya ipuçları vereceğim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılacak en önemli Girişimcilik organizasyonu olacak. Haftaya görüşmek üzere...