Ve yeni yılın ilk günlerine en hızlı şekilde başlandı..
Geçtiğimiz günlerde Ankara, 49 yıl sonra ilk Yunan Başbakanı konuğunu ağırladı..
Amcası, devrin Başbakanı Adnan Menderes’le buluşan, şimdiki Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis, Başbakan Tayyip Erdoğan ile biraraya geldi, konuştu.
Kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu basına sızdığı kadarıyla biliyoruz..
Ancak dışardan görünenler, oldukça sıcak, samimi çizgiler içinde..
“İki ülke arasındaki sorunları bekletmeye niyetimiz yok, çözelim bitirelim” sözleri, 2 başbakanın da ortak mesajı oldu..
Bu hafta Londra, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı’yı karşılamaya hazırlanıyor..
Avcı, Çarşamba günü Londra’ya gelecek.. Ve aynı akşam Lordlar Kamarasında, Lord Maginnis’in evsahipliğinde düzenlenen toplantıda söz alarak , Parlamento’da konuşma yapan ilk Kuzey Kıbrıs’lı Bakan olacak..
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Avcı’nın, Lordlar Kamarasına, siyasi pozisyonu ve niteliği ile kabul edilmesi her açıdan önemli..
Bugünlere rastlantı sonucu veya kolayca gelinmedi..
1974’den günümüze 34 sene geçti..
Kıbrıs Türkünün gerek İngiltere’de, gerek Kuzey Kıbrıs’ta , çeşitli partilerin yönetiminde, Cumhurbaşkanları Rauf Denktaş ve Mehmet Ali Talat döneminde katettikleri uzun yol, artık yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladı..
Avcı’nın Londra programı oldukça yüklü..
İngiliz basınıyla görüşmeler, Londra’daki Kıbrıs Türk Sivil Toplum Örgüt temsilcileri, liderleri, işadamlarıyla biraraya gelmesi programın bir bölümü..
Avcı’nın , Lordlar Kamarasındaki “ Moses Room”da söyleyeceklerini, aşağı yukarı tahmin edebiliriz.. Oradan verilecek mesajlar, aslında yıllardır söylenen, tekrarlananların benzeri olacak..
Ancak, Güney’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine günler kala, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı’nın , İngiliz Parlamentosunda söyleyecekleri kadar, konuşma yaptığı tarih de çok anlamlı..
Kıbrıs Rum basınında bu geziyle ilgili ilginç yorum ve haberler yer alıyor..
Sizler daha yakında izliyor, okuyorsunuz..
Adeta, Kıbrıs Türklerinin özgür iradeleriyle, ambargolar, izolasyonlar altında ,yıllardır duyurmaya çalıştıkları seslerini bastırmak, susturmak çabasındalar..
Avcı, önce İtalya Parlamentosunda konuştu,, orada ikili görüşmelerde bulundu..
Bir kapıyı araladı..
Şimdi işe adanın 3 garantör ülkesinden İngiltere’de, Parlamentodan içeri giriyor..
Şubat’daki Güney seçimlerinden sonra Kıbrıs’ı ilgilendiren ülkelerin hiçbirinde görüşmeleri engelleyici, bölücü “seçim” gibi engel kalmıyor..
Başbakan Gordon Brown’nın Kıbrıs Özel elçisi milletvekili Joan Ryan’ın söylediği gibi adada çözüm ve umut yılı 2008..
Bu yıldan herkes büyük ümitler bekliyor.. Ancak, dereyi görmeden paçaları sıvamamakta da yarar var..
Başbakan Yardımcısı Avcı’nın bu gezisinin temeli, geçtiğimiz yılın Nisan ayında, adaya giden 3 Lord’un gezisinde atıldı..
Türk-İngiliz Dostluk Grubunun organizasyonuyla Kuzey Kıbrıs’a giden Lord Maginnis, Lord Harrison ve Lord Ahmed, adada siyasi yetkililerle görüşüp, sorunları yerinde dinleyip, gördüler..
Adanın Türk bölümünü gezdiler.. Bu arada Avcı’yla da başbaşa görüştüler. Lordların üçü de Kıbrıs Türkünün sorunlarına sempatiyla yaklaştıklarını ve çözümden yana ellerinden geleni yapmaya söz verip adadan ayrıldılar..Geziyle ilgili raporlarını da ilgili makamlara ilettiler.
Üzerinde baskı, izolasyon, ambargo olan bir devletin yaşama hakkının nasıl kısıtlandığını, postadan, spora, ulaşımdan ticarete ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını, buzdağının tepesi gibi bile olsa, görüp, anladılar..
Dışarı açılım, yurt dışından ziyaretler, ada dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin lobi faaliyetleri, 30 yılı aşsa da artık meyvelerini veriyor..
Turgay Avcı’nın ziyareti, büyülü bir değnek gibi herşeyi düzeltmeyecek tabi ki..
Ne izolasyonlar, ne de ambargolar bir anda bitecek.
Ancak bunların sonunun başlangıcı olarak , oldukça önemli bir gezi..
Rum gazetelerinin “ Uçuruma Düşüyoruz” başlıkları, bu bağlamda oldukça anlamlı..
İçinde bulundukları ruh halini yansıttığı ortada..
Yıllardır tanınan ülke olmanın her türlü hak, hukuk, yararından faydalanan Güney Rum Yönetimi, biraz başını elleri arasına alıp, düşünsün..
Dünyanın ayakta kalan tek duvarının içinde yaşayan Kıbrıslı Türkler’in acaba, onlardan neyi eksik ?
Neden bir ülkeden Ercan’a direkt uçamıyor,
Neden postalarında “Mersin-10-TURKEY ” ibaresi olmazsa mektupları ulaşmıyor,
Neden sporcuları uluslararası bir turnuvaya katılamıyor ?
Bu hafta Londra’daki temaslar, ;İngiliz basınına verilecek mesajlar, ikili görüşmeler, adanın geleceğine yönelik önemli mihenk taşlarından biri..
Umarız, geriye sayış başlamıştır.