Bu değişmeli

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, “Rum Yönetimi’nin, Kıbrıslı Türkleri izolasyon altında tutmak için uyguladığı oyalama taktiklerine de sonsuza kadar müsamaha göstermemiz beklenmemelidir” dedi.


Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, “Rum Yönetimi’nin, Kıbrıslı Türkleri izolasyon altında tutmak için uyguladığı oyalama taktiklerine de sonsuza kadar müsamaha göstermemiz beklenmemelidir” dedi. Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, arlarında İsrail Today Gazetesi, Kuwait Times, Interfax Haber Ajansı’nın muhabirlerinin de yer aldığı yaklaşık 20 gazeteci ile yaptığı görüşmesinin başında yaptığı açılış konuşmasında, “Devletimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bağımsızlık ve egemenliğimizin sembolüdür” dedi. Genelde KKTC ve Kıbrıs konusu ile ilgili bilgilerin gerçekleri çarpıtan Kıbrıs Rum kesimi tarafından tek taraflı olarak verildiğini ifade eden Özgürgün, “Kıbrıs Rum propaganda mekanizmasından genelde duyduklarınızın aksine, KKTC; hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü gibi uluslararası ilkelerin Anayasa tarafından teminat altına alındığı bir devlettir” dedi. Kıbrıs Türklerine her alanda uygulanan ambargoları da anlatan Özgürgün, “İzolasyon, halkımızın ekonomik ve sosyal gelişimini kaçınılmaz olarak olumsuz etkilemektedir” dedi.
Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin olarak ise Özgürgün, “Üzülerek belirtmeliyim ki, Kıbrıslı Rumların uzlaşmaz ve zamana oynama tutumları nedeniyle müzakere sürecinde çıkmaza girilmiştir” dedi.
ORTAKLIK KURULMASI YÖNÜNDE HERHANGİ BİR MOTİVASYON BIRAKMAMAKTADIR
1968 yılından beridir müzakerelerin devam ettiğini ancak Kıbrıs Rum tarafının sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanınmasının yanı sıra, tek taraflı ve gayrı yasal bir şekilde 2004 yılından bu yana AB’ye üye olması nedeniyle müzakere masasında eşit bir zemin bulunmadığını belirten Özgürgün, “Taraflar arasındaki bu dengesizlik, Kıbrıslı Rum liderliğinde, Kıbrıs Türk tarafı ile yeni bir ortaklık kurması yönünde herhangi bir motivasyon bırakmamaktadır” dedi.
Rum tarafının 2004 yılında başta AB olmak üzere, genel olarak uluslararası camia tarafından desteklenen Annan Planı da dahil tüm BM çözüm planlarını reddettiğini anımsatan Özgürgün, “BM’nin Kıbrıs’ta kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması çabaları önündeki temel engel, Kıbrıs Rum tarafının gayrı yasal unvanını ve tek taraflı AB üyeliğini suiistimal etmek hedefiyle ortaya koyduğu uzlaşmaz tavır ve zamana oynama politikalarıdır” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs Rum tarafı ile yerleşik BM parametreleri temelinde yeni bir güç paylaşımını öngören bir uzlaşıya hazır olduğunu ifade eden Özgürgün, “Ancak, Rum tarafının gasp etmiş olduğu “Kıbrıs Cumhuriyeti” unvanını korumak ve Kıbrıslı Türkleri izolasyon altında tutmak için uyguladığı oyalama taktiklerine de sonsuza kadar müsamaha göstermemiz beklenmemelidir” dedi.
2013 ŞUBAT’TAN SONRA MÜZAKERELERİN DEVAM OLASILIĞI
Şubat 2013’te yer alacak Kıbrıs Rum Başkanlık seçimlerinin ardından müzakerelerin yeniden başlamasını bekleyip beklemediği sorusuna Özgürgün, “Müzakerelerin Şubat 2013’ün ardından başlayacağından emin değilim ? Çok umutlu değilim” dedi.
Bir gazetecinin Kıbrıslı Türk yetkililerin çözüm için Kıbrıs Rum halkı ile direk temas kurup kurmadığını sorusuna karşılık Özgürgün, Kıbrıslı Rumların bir Kıbrıslı Türkü bakan olarak kabul etmediğini, Kıbrıslı Türkleri azınlık olarak gördüğünü, Kıbrıslı Türk Dışişleri Bakan’nın Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı ile görüşme yapmasını, hatta müzakerelerde dahi yer almasını kabul etmediğinin altını çizdi. Kıbrıslı Türklerin adada azınlık olmadığını, Kıbrıslı Rumlarla eşit olduğunu kaydeden Özgürgün, Kıbrıs Türk tarafının hiç bir zaman Türkiye ile birleşmeyi savunmadığını, ancak Kıbrıslı Rumların her zaman Yunanistan ile bağlanmayı konuştuğuna işaret etti.

Kıbrıslı Rumların çözüm taraftarı olmadığını yineleyen Özgürgün, Kıbrıs Rum kesiminde yapılan son kamuoyu yoklamasında ankete katılanların yüzde 76’sının “Kıbrıs Cumhuriyeti” altında yaşamaktan memnun olduğunu cevabını verdiğini, Güney Kıbrıs’ta ayrıca Ortodoks Kilisesinin de çok etkili olduğunu vurguladı. 2003’te eş zamanlı referanduma sunulan BM çözüm planına Kıbrıs Rum halkının yüzde 75’inin hayır dediğini anımsatan Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, “Bugün de hayır diyeceklerinden eminim” şeklinde konuştu. KKTC’nin tanıtılması yönünde ne yapıldığı sorusuna karşılık Özgürgün, adada kapsamlı bir çözüme odaklandıklarından bugüne kadar KKTC’nin tanıtılmasını talep etmediklerini, Kıbrıs Rum tarafına 2013’de yer alacak seçimlerin ardından görüşmelerin yeniden başlayabileceğini söylediklerini, KKTC’nin tanınmasının ancak müzakerelerin son bulması ile gündeme gelebileceğini, ancak bu noktaya henüz ulaşılmadığını belirtti.
İZOLASYONLAR
İzolasyonların kaldırılması yönünde planının sorulması üzerine Özgürgün, Avrupa Konseyinin Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların kaldırılması gerektiği yönünde Annan Planı döneminde alınan 1376 numaralı kararının arkasında durmadığını belirtti. Kuzey Kıbrıs’taki yabancı yatırımlarla konusunda ise Özgürgün, turizm ve eğitimi içeren hizmet sektöründe gelişmeler yaşandığını, Türkiye, İsrail ve İngiltere’den işadamlarının yatırım yaptığını anlattı. Hüseyin Özgürgün, Körfez ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla Katar, Umman ve Kuveyt gibi bölgelerde temsilcilik açıklarını söyledi.

KIBRIS’TA TEMEL SORUN
“Kıbrıs sorununun temelinde ne yattığına” ilişkin soruya karşılık Özgürgün, Rumların ‘Kıbrıs’ın bir Helen adası olduğu, Kıbrıslı Türk, Ermeni ve Maronit gibi toplumların azınlık olduğu’ mentalitesinin yattığını söyledi. Özgürgün, “Kıbrıslı Türkleri eşit olarak görmüyorlar. Adanın bir Helen adası olduğuna inanıyorlar. Bu mantalite değişmeli” dedi. Kıbrıs sorununun sadece Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar arasındaki bir sorun olmadığını ifade eden Özgürgün, Kıbrıs sorununun Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan ve Türkiye’nin yanında İngiltere ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’ni ilgilendirdiğini, bu nedenle Türkiyesiz Kıbrıs sorununun çözümünün mümkün olmadığını söyledi.
Bu haber 1 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER