Stefanu esti gürledi

Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Kıbrıs sorununa ilişkin yürütülen müzakereler sürecinin Kıbrıs sahipli olduğunu, iki toplum liderinin; süreci nasıl idare edeceklerine kendilerinin karar vereceklerini söyledi ve ekledi; “1974’ün yaralarını sarmayacak çözüm, çözüm değildir”

Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Kıbrıs sorununa ilişkin yürütülen müzakereler sürecinin Kıbrıs sahipli olduğunu, iki toplum liderinin; süreci nasıl idare edeceklerine kendilerinin karar vereceklerini söyledi ve ekledi; “1974’ün yaralarını sarmayacak çözüm, çözüm değildir”


Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Kıbrıs sorununa ilişkin yürütülen müzakereler sürecinin Kıbrıs sahipli olduğunu, iki toplum liderinin; süreci nasıl idare edeceklerine kendilerinin karar vereceklerini söyledi
Haravgi’ye göre Stefanu dün yaptığı açıklamada, “Süreçte nasıl ilerleyeceğimize biz karar vereceğiz” dedi ve hedefin; karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşılması olduğunu yineledi.
“Kıbrıs” halkına; sağgörü ve birliğin olması için soğukkanlı olması yönünde çağrı yapan Stefanu, dikkatlerini, BM kararlarında belirlendiği gibi, tek uluslararası kimlik, tek vatandaşlık ve tek egemenlik, siyasi eşitliğe dayanan iki toplumlu, iki bölgeli federasyon hedefine yoğunlaştırdıkları, “çünkü mevcut durumun ortak vatanın temellerinde saniyeli (saatli) bir bomba olduğu” görüşünü dile getirdi.

Hedef işgalin aşılması

Stefanu, federasyonun; “işgal oldu bittilerinin” aşılması için Kıbrıs Rum tarafının tarihi uzlaşması ve “topraksal bütünlük, egemenlik ve vatanın özgürlüğünün iadesi için tek yol” olduğunu kaydetti.
Kısa zaman sonra al-ver sürecine başlanmasının beklendiğiyle ilgili soru üzere Stefanu, hâlâ birinci aşamada, ilk okumada olunduğunu anımsattı ve bu aşama tamamlandığı zaman ikinci okumaya geçileceğini söyledi.
Çeşitli senaryolardan bahseden yayımların sorulması üzerine Stefanos Stefanu, “sürecin Kıbrıs sahipli olduğunu” yineledi.
Çözüm için “şantaj senaryosu” olarak birçok kez gündeme getirilen zaman unsuruna ilişkin olarak ise Stefanu, zamanın geçmesiyle birlikte “işgal olgularının” da sabitleştiğini, ancak belirleyici olan noktanın çözümün kalitesi olduğunu öne sürdü.

74’te yaratılan sonuçlar

Stefanos Stefanu, Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin, yabancıların ülkenin iç meselelerine müdahale etme olanağı olmaksızın, kaderlerini tayin etme ve geleceklerini inşa etmeleriyle, “1974’te yaratılan sorunları çözecek” bir çözüme en kısa zamanda ulaşmak istediklerini belirtti.
Stefanu, Kıbrıs sorununa ilişkin sürecin nasıl ilerleyeceğine kendilerinin karar vereceğini, hedefin ise; eşzamanlı olarak ayrı ayrı referandumlara götürülecek karşılıklı kabul edilen bir çözümün sağlanması olduğunu ifade etti.
Avrupa Birliği’nin (AB); müzakerelerin başarısızlığa uğraması durumunda, Kıbrıs sorununa Tayvan modeli çözümü empoze edeceği şeklindeki bilgileri yorumlamasının istenmesi üzerine ise Stefanu, Kıbrıs sorununun çözümü hedefine sahip olduklarını, çünkü Kıbrıs sorunu çözülmeden, “taksimin” sonsuza dek sürmesi tehlikesinin var olacağını savundu.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın, “Omorfo”nun (Güzelyurt) verilmemesi durumunda Kıbrıs sorununun çözümünün ileriye gitmesinin mümkün olmadığı şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Stefanu, “Biz ne söyleyeceksek müzakere masasında, medeni cesaretle ve çözüme yardımcı olmak hedefiyle söyleriz” şeklinde konuştu.

Talat konuşuyor

Stefanu, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ise müzakerelerde tartışılanlarla ilgili olarak kamuoyu önünde açıklama yaptığı görüşünü kaydederek, kendilerinin; müzakerenin kamuoyu önünde yapmayacağı konusuna bağlı olduklarını, kamuoyu önünde tartışmanın üretken olmadığını ve çözüm sağlanması hedefine katkı yapmadığını ifade etti.
Zaman zaman basında yer alan bu bilgilerin maksadının bulunup bulunmadığı şeklindeki soru üzerine Stefanu, “bunların maksatlı olmasının mümkün olduğunu, çeşitli bilgi ve senaryoların her zaman masum olmadığını” belirtti.
Stefanu, çok kritik bir dönemin içinde, müzakereler aracılığıyla yoğun istişarelerin olduğu bir dönemin içinde bulunulduğunu, aynı zamanda önlerinde Aralık ayında yapılacak olan Türkiye’nin AB değerlendirmesinin bulunduğunu anımsattı.

74’ün yaraları

Bu arada HARAVGİ’ye göre Stefanos Stefanu, 15 Temmuz 1974’teki darbe sırasında ölenlerin anılması için dün Larnaka’da düzenlenen ayinde yaptığı konuşmada, “1974’ün yaralarını sarmayacak çözümün, çözüm olmayacağını savundu.
Kendilerinin; iki toplum tarafından kabul edilen ve üzerinde anlaşamaya varılan bir çözüm için mücadele ettiklerini ifade eden Stefanu, çözümün; iki toplumlu, iki bölgeli federasyona ve ilkelere dayalı olması gerektiğini yineledi.
Stefanu, Talat ve Hristofyas’ın, ön hazırlık döneminde bu sonuca (iki bölgeli, iki toplumlu federasyon) vardıklarını anımsattı ve müzakerelerin bu zemin üzerinde yapılmakta olduğunu söyledi.
BM’nin Kıbrıs’a ilişkin kararlarına da değinen Stefanu, bunların; çabalarının desteklenmesi için “bir kalkan ve zemin teşkil ettiğini” belirtti. Stefanu, uluslararası hukuk ve Avrupa hukuku ve 1977–79 Doruk Anlaşmaları’nın da çabalarındaki zemini ve dayanağı teşkil ettiğini kaydetti.

“Genel sekreterin 2004 girişimi”

Stefanu, iki liderin sadece çözüm zeminine değil, BM Genel Sekreteri’nin 2004’teki girişiminin başarısız olmasına yol açan unsurları göz önünde bulundurarak, sürece karar verdiğini ifade etti.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın; müzakerelerin BM Genel Sekreteri himayesinde yapıldığı ve Kıbrıs sahipli olduğu şeklindeki tezini yineleyen Stefanu; bunun; iki liderin, katı zaman takvimleri ve hakemliği öngörmeyen sürecin nasıl ilerleyeceğine karar vermesi anlamına geldiğini ifade etti.
Stefanu sözlerinin devamında, “adalete erişmenin; Kıbrıs sorununun çözümü, de fakto bölünmüşlüğün sona ermesi, halkın ve devletin iki bölgeli, iki toplumlu federasyon zemininde birleşmesi anlamına geldiğini” kaydetti.

Düşünme günü

Öte yandan Alithia ve diğer gazetelere göre Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, 15 Temmuz 1974 darbesi sırasında ölenlerin anılması amacıyla Baf’ta yapılan ayindeki konuşmasında darbe yıldönümünü “düşünme günü” olarak nitelendirdi.
II. Hrisostomos, halkın milli bilinçle sağlam durması gerektiğini belirtti, “1974’te faaliyette olan düşüncesizlerin bir daha faaliyette olmamasını” diledi.
Herkesin, özgürlük, demokrasi, adalet duygularıyla dolu olması ve istemlerini empoze etmemeleri gerektiğini söyleyen Hrisostomos, Kıbrıs sorununda bugün “cehennem azabıyla” çözüm empoze etmeye çalışıldığı şeklindeki soru üzerine, “Kıbrıs’ın düşmanları, halkı; yaşamakta olduğu çirkin günlere sürükleyen kâfir olaylara neden oldu” dedi.
Halkın; son Türk askerinin ve son “yerleşik” olarak nitelendirdiği TC kökenli vatandaşın ayrılmasından ve göçmenlerin evlerine dönmesinden bahsetmeyen çözüme rıza göstermemesi gerektiğini savunan Hrisostomos, halkın; bu tür olayların yeniden yaşanmasına izin vermeyeceği temennisinde bulundu.
Bu haber 64 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER