Müzakereler kesilsin

Yaklaşık 40 yıldır sürdürülen verimsiz ve sonuçsuz Kıbrıs müzakerelerinin zamanla “kesilmesini” önerenler olmuştu.

Yaklaşık 40 yıldır sürdürülen verimsiz ve sonuçsuz Kıbrıs müzakerelerinin zamanla “kesilmesini” önerenler olmuştu.

Ve bazanbu görüşmeler kesilmiş, yeniden başlatılmıştır. Her seferinde Mr. No- Bay Hayır- diye tanımlanan Denktaş sorumlu tutulmuş ve suçlamıştır. Hâlbuki müzakerelerden bir sonuç alınmamasını planlayanlar hep Kıbrıs Rum tarafı olmuştur. Bu gerçeği ne de güzel kamufle etmeyi başarmışlardır.
Nihayet, Kıbrıs hükümeti ortaklarından DİKO lideri Karoyan, EDEK lideri Omiru ve Kilisenin Başı İkinci Hrisostomos açıkca Hristofyasa “müzakerelerden çekilmesini” istediklerini bildirmişler ve Rum halkına da duyurmuşlardır.
Karoyan ile mülakat ve sohbet istemim hiç kale alınmamıştır. Fakat EDEK lideri Omiru, onursal Başkan Dr. Lissarıdesten sonra, benimle görüşmeyi kabul etmiş ve düşüncelerini, isteklerini açıklamıştı.

İki yıl kadar önce bana söylediklerinde tek bir kelime, tümce değişmemiştir. “ Türk askerleri gitmeli, yerleşikler gitmeli, Türkiyenin garantörlüğüne gerek yok, Rumlar eski, köylerine ve mallarına dönebilmeli, Maraş, Omorfo, Değirmenlik, Girne, Karpaz eski sahiplerine iade edilmeli, varılacak çözüm ve anlaşma BM kararları ile AB uygulamalarına, insan haklarına dayandırılmalı”. Bütün bunların gerçekleşmesi söz konusu olmadığından Omiru ve Karoyan Hristofyası tehdit ediyor, “hükümet ortaklığından çekileceğiz, kırmızıçizgilerimizi zorluyorsun, kabul etmeyiz, Türk tarafı tutumunu değiştirmezse müzakereler kesilsin”. Yani Histofyasa masadan kalk. Türkler de başlarının çaresine baksınlar.
Halk böyle iken ve Rum medyası uzlaşmazlıkların listelerini yayınlarken, Sayın Talat ve sözcüsü Erçakıca hala daha yılsonuna çözümden ve referandumdan söz ediyorlar.
Cumhurbaşkanı ve müzakerecimiz Talat siyasi parti ileri gelenlerine bilgi vermiş. Hangi konularda ilerleme olduğunu hangi konularda uzlaşma sağlanamadığını anlatmış.
Dikkat ettim. Hiçbir parti, UBP dahil, çıkıp da mertce, Omiru ve Karoyan gibi “bu verimsiz müzakereler kesilsin” demedi, demiyor.
Tarafların tutumlarında yıllardan beri herhangi bir değişiklik, yumuşama olmadığına göre nenin nesidir bunca zaman harcanması ile sürdürülen müzakereler?
Diyalog, pazarlık ve ciddi al-ver düşünceleri ile çözüme yaklaşılabileceği ortada iken ve de hiçbir taraf, al-ver’e yaklaşmadığından, bendeniz de bu müzakereler kesilsin diyorum. Geçen günkü sohbetimizde, Tursan başkanı Ahmet Necati Özkan da ADA tv ekranlarından çağrıda bulundu. “Talat görüşmeye gitmesin, müzakereler kesilsin, KKTC ancak o zaman tanınır” vurgusunu yaptı.
Katılmamak elde değil. Çünkü Hristofyasın zorlandığı, taviz vermemek için tehditler aldığı bir ortamda Kıbrıs sorunu Türk tarafını da Rum tarafını da tatmin edebilecek bir şekilde çözümlenebilir mi? Hayır. O halde, bu göstermelik müzakerelere son verilmeli herkes kendi yolunda yürümeli.
Omiru bakınız ne diyor.. “Onbeş bin yerleşiğe vatandaşlık verilecekmiş. Olamaz. Kabul etmeyiz. Ayrı kurucu devletmiş, kabul etmeyiz. Mülk ve taşınmazların takasını, tazminatını kabul edemeyiz. Rum halkı, eski yerlerine dönmeli, malları kendilerine iade edilmeli. Bu talebi karşılamaya
Var mısınız, yok musunuz?
Sormak bile abes. Hiçbir Kıbrıslı Türk bunların kabulüne değil pazarlığına dahi yanaşamaz. O nedenle, durdurunuz bu anlamsız pazarlıkları, sözde müzakereleri. Bakalım o zaman ne olacak? Yeniden savaş mı çıkacak? Zannetmem. Çünkü kanlı bir çatışma her iki taraf için de felaket getirici olur. Hem, dünya güçleri, Amerikan ve İngiliz amcalar buna izin vermezler. İşlerine geldiğine inandıkları an yapabilirler. Fakat henüz öyle bir ihtiyaçları yoktur. NATO sekreteri Rasmussennin dediklerine de pek önem vermeyiniz. Çünkü NATO yıllardan beri iki üyesi Türkiye ile Yunanistan arasında adil bir çözüm ve barış sağlanması için girişimde bulunmamıştır, ağırlığını koymamıştır.
Mademki Rum tarfının hükümet ortakları da müzakerelerin kesilmesini istiyor biz de evet kesilsin diyelim ve müzakereden yana, diyalogdan yana olduğumuzu kanıtlamaya çalışmayı bir kenara bırakalım.

Gerçekten netice almak niyeti ile müzakere olacaksa varız.
Zamana oynamak, Bizans sinsi planlarına alet olmak isteniyorsa YOKUZ.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

**

Fotoda Omiru yıllar önce Özcanhan ile EDEK merkezinde.

O günler ne diyorsa bu gün de aynilerini talep ediyor.


 

Bu haber 148 defa okunmuştur

:

:

:

: